ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
18 Mayıs 2024, Cumartesi 08:56   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  manolya41> Forum Mesajları
    manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var
<<1...9596979899100101102103104105 106107108109110111112113114115...200...300...400...500...600...700...800...900...983>>


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman>
  8.Eyl.2011 Per 15:57:34

























HADİ GİT..
 
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.
Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.
Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.
Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.
Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.
Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!
Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!
Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...
 
 CEMAL SAFİ


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman>
  8.Eyl.2011 Per 15:56:56
 
 

 

Her Şey Sende Gizli

 

Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
bunu da öğren,

SEVDİĞİN KADAR SEVİLİRSİN...



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman>
  8.Eyl.2011 Per 15:56:17
 
 
Aç Gözlerini

En sevdiğin elbiseni giydim
Bu gece kokunu sürdüm
Solgun yüzünü okşadım
Sessizce saçlarından öptüm
Yazdığın mektupları okudum
Kana kana su içer gibi
Plaklarını çaldım ah!
En çok o şarkıda özledim seni.

Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum gece yarısı
Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya katran karası
Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana aldım koynuma
Buseni hafızamdan koparıp iliştirdim dudaklarıma
Üşüdüm karanlıkta
Tenine dokundum hissetsin diye
Aç gözlerini

Erguvanlarına su verdim
İçerken benimle konuştular
Yastığını okşadım, kokladım
Anılar uçuştular
Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine bir meltem gibi
Teninin kokusu karıştı kokuma
Yakıştılar

Boğuldum karanlıkta
Yanı başımdasın benden çok uzaklarda
Ellerimi tut dokun bana
Aç gözlerini.

Attım kendimi caddelere
Yeşil ceketin sardı beni
Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
Tuttum ellerini.
 
Can Dündar


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman>
  8.Eyl.2011 Per 15:55:28
 
 

BİR GARİP YALNIZLIK

Çalmasın kapımı kimseciklerim
Boş bulut yıldız yalnızlığında
Çok uzun gözlerinin içindeyim
Çalmasın kapımı kimseciklerim

Çok uzun gözlerinin içindeyim
Sonsuzluğumu içiyorum bebeklerinden
Körkütük zehir zıkkım
Çalmayın kapalı kapım.

Küflü bir akşamüstü terli
Umudum arınmamış camlarda
Ne telefon ne kapı zili
Çalmasın ben evde yokum.

Çok uzun gözlerinin içindeyim
Çalmasın kapımı kimseciklerim

Cahit IRGAT



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Şiir sevenler >Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman>
  8.Eyl.2011 Per 15:50:24
 
 
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir ümit türküsü
Kar yağmış dağlara , bozulmamış örtüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
 
Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerlerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum ,geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
 
Beklesen de olur , beklemesen de
Ben bir gökkuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa seni bana
Geleceğim diyorum,takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
 
Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarımı aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtmem, ne olur takvim sorma bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
 
Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri saracağım ben
Yeter ki bir çağır çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalarda geleceğim sana
On iki ayın birisinde,kesin takvim sorma bana
ıhlamurlar çiçek açtığı zaman
 
Bak işte notalar karıştı ,ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmur arsız
Ey benim yeni alfabemdeki kadim elif
Ne güzellik ,ne tad var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum biraz mühlet tanı bana
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
 
Ihlamur çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sadığım ,sadığım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
 


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >SAMSUN DA KATLEDİLEN DİREK KÖPEK İN ANISINA>
  7.Eyl.2011 Çar 16:31:28

 

SAMSUN’DA KATLEDİLEN DİREK KÖPEK’İN ANISINA…

13 Nisan 2011

Samsun’da katledilen Direk Köpek ‘in anısına

Bana son dokunan insanın ellerinin soğukluğunu hatırlıyorum…..

O boynuma ipi geçirirken ona kuyruk salladığımı anımsıyorum , başımı tuttuğunda beni sevdiğini sanmış , ellerini yalamak istemiştim, ağzım ve burnum değmişti buz gibi tenine..

Keşke bir damla su olsa !

Çektiğim acının bir tarifi yok sanırım , ve ben hiç bu kadar susadığımı hatırlamıyorum. 7 . kez vurduğundaydı ağzımın ve çenemin dağılmasıyla , kırılan kemik ve dişlerim damağıma batmıştı . Şimdi dağılmış çenemi hareket ettiremiyorum , aldığım nefes yetmiyor ağzımı açıp derin derin soluma istiyorum ama ne ağzımı açabiliyorum ne de nefes alabiliyorum , zaten aldığım küçük nefesler bile canımı fena halde yakıyor. Keşke bir damla su içebilsem…

Islık sesi duyuyorum… sanırım beni çağırıyor , belki ekmek verecektir , günlerdir yemek yemedim . Çok açım ama işte beni çağırıyor , ekmek verecek…

Başımı tutuyor , kuyruk sallıyorum , ellerini yalasam … ne kadar soğuk bir teni var! boynuma neden o ipi geçiriyor acaba ? beni bağlıyor.. garip bir şey hissediyorum sanırım ekmek vermeyecek.

Bu adamdan hoşlanmıyorum, bana yaklaşıyor , korkuyorum , çok korkmaya başladım, buradan gitmeliyim.. gidemiyorum.. kadın beni bağladı. kaçmam gerek , kaçmam gerek biliyorum kaç kaç kaç !!! bir daha denemeliyim..sopa!!! kaçmalıyım , kaçm…..

HAYIIIR!!!

ACI !

İlk sopa sırtıma geldi olduğum yere çöktüm. Acı öyle büyüktü ki , her bir tüyümün ucuna kadar yayıldığını hissettim dalga dalga hare hare.. İkinci sopada kırıldı ilk kemiğim.. Ardından arkaya arkaya gelen darbeler , bir ara beni bağlayan kadınla göz göze geldiğimizi hatırlıyorum şimdi. Sadece seyrediyordu yüzünde tuhaf bir gülümseme ile.

Sadece Bir damla su içebilsem. Tek bir damla. Gözlerimin kararması susuzluktan mı , kıpırdamaya çalıştıkça içorganlarımı parçalayan kırık kemiklerimin acısından mı….. su olsa…

HAYIR . VURMA LÜTFEN ! çok canım acıyor , gidemiyorum , tekrar deniyorum işte olmuyor . bir kez daha , ipin boynumu kesmesi önemli değil bedenime inen sopaların kırdığı kemiklerimin acısı yanında. tekrar kaldırdı sopayı havaya . HAYIR ! AHHHHHHHHH ben ne yaptım ki sana , vurma nolur vurma , ekmek istemeyeceğim bir daha , sokağinızda da yatmam.. lütfen vurma çok acıyor………………………….Acı acı acı…. kaçamıyorum , bağlıyım. O bağladı beni buraya , işte orda duruyor hala , belki çözer , ah keşke çözse…. çenem parçalandı . ağzımdaki ılık sıvı…….nefes alamıyorum…”

ACI !

Sesim şimdi çıkmıyor , açamıyorum ağzımı, kanlar kurudu boğazımda ama O bana vururken bağırıyordum her vuruşunda . Her vuruşunda haykırdım , ‘ SESİMİ DUYAN VAR MI ? ‘ diye , o vurdukça haykırdım , ama yoktu kimse duyan.. Şimdi büründüğüm derin sessizlik , dipsiz sınırsız sancılar , bitmeyen susuzluk , ve boğulma hissi …

ACI !

ne zaman duracaksın ? ne zaman bitecek? neden kimse duymuyor sesimi neden kimse yardım etmiyor ? kaçamıyorum bağladı beni.. arka ayağım kırıldı bu darbeyle , burnum dağıldığından beri nefes alamıyorum , direnmemin anlamı yok artık , bitsin bir an önce bu işkence.. HAYIIR ! gözüm görmüyor artık ! sopayı kaldırdığını göremiyorum.. gözüme ne oldu ? gözüm …. ”

ACI !

Ne zaman nasıl durduğunu hatırlamıyorum. Kafama gelen son darbe ile sol gözüm görmez olmuştu başımdan akan kanlar… midem bulandırıyordu… bir an bitti ipi çözdüğünü hissettim , nereye koştuğumu bilmeden deli gibi koşuyordum. Ne kırık ayaklarım, ne ağzıma dolan kan … ormana geldim , ve birden durdum , daha fazla gidemiyordum. yere düştüm , ve işte o anda ayaklarım , midem başım gözüm ciğerlerim hepsi birden başladı sızlamaya , ayağa kalkmam mümkün olmuyordu. kendimi bu çalı dibine sürükledim. son yapabildiğim hareket bu oldu. Altımda kalan kırık bacağım acısı… Açlık duymuyorum ama susuzluk korkunç bir susuzluk …biraz su içebilsem . burada öleceğim biliyorum ama su içebilecek miyim ? hareket edemiyorum su bulamam kimse de aramaz beni.. sadece bir damla su olsa belki bu kadar ağrı da olmaz. bir damla su belki parçalanmış bacaklarımı düzeltebilir.. Parçalanmış bacaklar ! tek hissettiğim ağır bir acı.

annem var yanımda ve kardeşlerim. Annem arabadan inen adamın ellerini kokluyor. Ben saklandığımız taşın ardından seyrediyorum. Adam seviyor annenim başını , sonra ona arabasından çıkardığı bir şeyler veriyor. Annem yiyor verdikleirni. Annem mutlu, görüyorum kuyruk sallıyor ve sıcak güzel koku yayıyor, bu kokuyu yaydığında çıkabiliriz dışarı. Adam arabanın kapısını açıyor , küçük bir kız iniyor arabadan. Adam kızın elini anneme sürüyor, annem kımıldaman duruyor sonra kızın elini yalıyor. kız gülüyor. Adam bizi gördü .. bir şeyler söylüyor gülüyor , ne dediğini anlamıyorum. anneme bakıyorum , rahat olmamızı söylüyor. Adam beni alıyor elleri ne kadar sıcak, havaya kaldırıyor , oooo burası çok yüksek , korkuyorum , annem” korkma” diyor. adam burnunu burnuma değdirip gülüyor, tuhaf kokuyor ama kötü değil.. sonra beni kızın kucağına koyuyor şimdi 4 tane elin arasındayım. kız gülüyor. adam gülüyor. sonra beni bırakıyor yere , annem beni yalarken , onlar diğer kardeşlerime bakıyorlar . küçük kızın küçük sıcak elleri adamın büyük ve güvenli ellerinin kokusunu kaydediyorum hafızama. bu eller bana ilk dokunan ellerdi . Son dokunan eller ! boynuma ipi geçiren eller . soğuk kötü kokan eller.. HAYIIR ! ”

Bu çalı dibine geleli ne kadar oldu bilmiyorum. Hava karanlık ve soğuk . kaç aydınlık kaç karanlık yaşadım burada bilemiyorum. Duyduğum acıyla bayılıyorum, ve beni ayıltan da yine acı oluyor. Aldığım nefes yetmiyor boğulduğumu hissediyorum. kafamdan sızan kanlar kurudu.

ACI !

‘’ Adamlar geldiler köye yanlarında köpekleri var , biz tüm köye köpekleri toplanıp bakmaya gittik . Elleri tüfekli şehirli avcıları karşılıyor köy muhtarı , kahveye buyur ediyor , çay ikram ediyorlar onlara . kimisinin köpeğini arabasına bağlı kimisinin ki ağaca. Ben kahveye bitişik evin duvarının dibine yattım, bakıyorum , gelenlerin havaya karışan değişik kokularını kokluyorum . Bana doğru gelen bir köpek var siyah beyaz benekli doğrudan yanıma geliyor ,

_ merhaba

_ merhaba

-adın ne ?

_ adım mı ne ? benim bir adım yok ? senin var mı?

_ adım Fişek. Şurada oturan adam benim sahibim. Ben bir av köpeğiyim. Bazı hafta sonları beni alır domuz kurt tilki tavşan kuş vurmak için ava gider. Sizin buralarda da bu hayvanların olduğunu duymuşlar diğer avcı arkadaşlarıyla birlikte geldi.

_ sahibin neden hayvanları öldürmek istiyor ?

_ eğlence ve spor olduğunu söylüyorlar. Bilmiyorum sebebini , benim işim vuracakları hayvanı bulmak , eğer bunu yapamazsam beni atar ve yerime başka bir köpek alır.

_ seni nereye atacak ki ?

_ sokağa ormana ya da barınaklara. Siz burada rahatsınız aslında , istediğiniz gibi gezebiliyorsunuz , biz evlerin balkonlarında depolarında bodrumlarında kapalıyız arada sırada gezmeye çıkarır dolaştırırlar. İstediğimiz gibi gezemeyiz. Koşabildiğimiz tek yer avlanmak için geldikleri ormanlar , burada da onların dediklerini yapmak zorundayız , av bulmak zorundayız. Geçen ay sahibimin arkadaşı iyi av yapmadığı için ormanda köpeğini vurdu .

_sokaklarda yaşamak daha iyi diyorsan neden bu adamla geziyorsun ?

_ benim geldiğim yerde sokakta yaşamak çok zor , belediye alıp kamplara götürüyor , bazen beni parka gezmeye götürür sahibimin karısı , o parkta barınak kamplarından sağ kurtulmayı başarmış bazı arkadaşlarım var , onlardan öğrendim yaptıkları şeyleri , üreme organlarını kesip , beton odalara kapatıyorlarmış , oradan çıkan çok çok az köpek oluyormuş , bir kısmı soğuk açlık ve ameliyata bağlı hastalıktan ölüyormuş , soğuğu açlığı ameliyatı bir şeklide atlatmış olanlar kampta zehirli iğnelerle öldürülüyorlarmış , bir ksımı da yaşayamayacakları yerlere ormanlara yemek ve su bulamayacakları yerlere atılıyorlar ve orada ölüyorlarmış. Parkta tanıdığım arkadaşlarım , çok şanslı olan çok küçük bir azınlık grup köpek. Bazı insanlar varmış , onlar her yerde kaşılaşılan insanlardan farklıymışlar , bazen bu barınak kamplara gidip oradan birkaç köpeği kurtarabiliyorlarmış. Ya onlara yuva buluyorlar ya da yaşayabilecekleri alanlara bırakılmalarını sağlıyorlarmış. Arkadaşlarım , barınak kampına giden köpeklerin böyle bir durumla karşılaşanlarına ‘’ SCHİNDLER’LERİN LİSTESİNE GİRMEK ‘’ adını veriyorlarmış. Ne anlama geldiğini onlar da bilmiyorlar bu deyimin. Ama onlar SCHİNDLER’lerin listesine girmiş olanlardan oldukları için çok şanslı olduklarını söylemişlerdi.

_ Bizim burda da bazen zehirli et veriyor muhtar sokak köpeklerine , gençler yiyorlar ve ölüyorlar . Bana annem çocukken anlatmıştı bunu ,’’ ekmek verirlerse kokla ve ye demişti ama sana et ve kıyma vermek isteyen kişi olursa , sakın yeme , hele seni kucağına alıp sevmiyor başını okşamadan veriyorsa hemen ordan uzaklaş.Hatırlıyor musun bebekken seni kucaklarına alan insanların kokusunu , sadece öyle bir koku yayan insanlara güvenebilirsin. Onun dışındakilere karşı her zaman dikkatli olmasın’’ demişti annem. Bu yüzden ben köyde köpeklere et dağıttıkları zaman arkadaşlarımı uyarır ve köyden uzaklaşırım. Peki ama sizin orada sokaklarda yaşamanıza neden izin vermiyorlar ?

_ bilmiyorum , belki sokaklar onların olduğu içindir?

_ sokaklar onlarınsa evler kimin ? yemek nasıl buluyorsunuz?

_ şehirde herşey insanlara ait , evler sokaklar parklar denizler , denizlerin içindeki canlılar bile. Aslında değil ama onlar kendilerininmiş gibi davranıyorlar. Biz yemek bulmuyoruz onlar bize veriyor. Hastalandığımızda doktora da götürüyorlar . Bir arkadaşım vardı , sahibi onu doktora götürmüştü , hastalığının tedavisi yeni bir köpek alma parasından fazla maliyetli olacağı için onu öldürdüler ve yeni bir köpek satın aldılar.

_ ben daha hiçbir evde ya da kulübede uyumadım , bazen ahırlara girer yatarız kışın , saçak altlarına sığınırız yağmurdan . Kışın çok üşürüz. Bir kardeşim vardı , köyün çocuklarından biri onu alıp bahçelerine götürdü, gece onu ağaca bağlamış , kardeşim sabaha kadar orda bağlı kalmış , kardan ıslanmış .hareket edememiş bütün gece beklemiş. Ertesi sabah çocuğun annesi bunun ipini çözüp sopayla vurup kovalamış. Bütün gün onu ısıtmaya çalıştım vücudumla ama bir gün sonra öldü.. Siz üşümek nedir bilmiyorsunuzdur , açta kalmamışsınızdır.

_ dostum hangimizin yaşamı daha zor bilmiyorum , kardeşin için çok üzgünüm. Biz de özgür değiliz , istedileri şeklide hareket etmezsek dövülüyoruz ve hatta öldürülüyoruz.

 

Fişeeeek !

_ dostum beni çağırıyor gitmeliyim. Buraya geliyor seni görürse benim yüzümden sana vurabilir , başka köpeklere konuşmamıza izin vermezler , çiftşleştiğimizi düşünüyorlar nedense her konuşmak istediğimiz köpekle. Biz sadece onların belirlediği köpeklerle çiftleşebiliriz, yapacağımız yavruların saf kan olması çok önemlidir yoksa öldürürler yavrularımızı.

_ Fişeeeek ! buraya gel ! Hooşt pis hayvan defol git burdan ! yahu Muhtar şu uyuz itleri çekin etraftan ama bakın rahat bırakmıyorlar hayvanları .

_ merak etmeyin Celal bey kovdururuz şimdi hepsini. Mustafaaa bakın şu itlerin icabına misafirler rahatsız oluyor. ‘’

 

Ağrı , şiddetli ağrı !

Bazen ağrı şiddetleniyor ve bilincim kapanıyor geçmişe gidiyorum , sonra ağrı yine geliyor ve beni kendime getiriyor. Hava alaca karanlık , sabah olmak üzere sanırım, çok soğuk titriyorum. Çiğ damlaları ! Çiğ damlaları !! susuzluğumu damlaları yalayarak dindirebilirim , ama ağzımı açamıyorum , dilimi çıkaramıyorum , yalayamıyorum……Çiğ damlaları …çiğ damlaları … çiğ damla….. bir damla su içmek istemiştim her yer damla damla su ama onları yalayacak dilim yok. Keşke biraz daha az vurmuş olsaydı , en azından ağzımı açıp yalayabilseydim çiğ damlalarını….

‘’ Nihayet bahar geldi , köyün çıkışındaki düzlüğe uzandım güneşleniyorum . Bu kış kardeşim donarak öldü , bir çocuk onu ağaca bağlamıştı bu yüzden dondu. Keşke burada olsaydı , bu güneş altında ısınırdık birlikte. Bir araba duruyor yanımda , köyün kabadayılarından Cüneyt iniyor içinden. Elinde ekmek var , bana veriyor , normal taze ekmem kokuyor _ biri ne zaman bir şey verse annemin sözlerini hatırlarım yemeden önce koklarım _ yiyorum . Tadı çok güzel , bir parça daha koparıp veriyor bana , sonra ilerideki yıkık ahıra doğru gitmeye başlıyor , beni de çağırıyor ardından. Peşinden gittikçe ekmek veriyor bana koparıp koparıp. Sonra ahıra giriyor bende giriyorum peşinden… HAYIIR! ‘’

 

ACI !

Hava aydınlanmış iyice , çiğler kurumuş ! Bayıldığımda o eski olayı yaşadım tekrar , unutmaya çalışıyordum o korkunç olayı. Köyün delikanlısı Cüneyt , o gün şu an paramparça olan ağzımı iple bağlamıştı .İP! İP! İP! İP! Nefret ediyorum iplerden . Nefes…Nefes alamıyorum ! Yardım edin kımıldayamıyorum ! lütfen lütfen … hissettiğim tek şey sonsuz acı !

‘’

_Gel bakalım akıllı köpek ! ağzını bağlayalım ki ısırmaya kalkma ! şiiişşt sakin ol çok hoşlanacaksın ! ne zaman bir karının üstüne çıksam bir türlü sertleşmez benim ki, bak şimdi nasıl çelik gibi oldu ! tabi ya karılarda iş yok oğlum ! köpek kadar olamıyorlar ! gel bakayım kuçu kuçu kaldır kuyruğunu ……….. ‘’

 

Hala aynı günde miyim ? kaç gece kaç gün geçti bu çalı dibinde ! susuzluğu düşünmemeliyim, güzel anıları hatırlamaya çalışıyorum ; Muhtarın köye para karşılığı avcılar getirdiği ve kaçak avcılık yaptırdığı haberleri duyulunca köye bir grup insan gelmişti şehirden. Köylüler ‘’ çevreciler geldi ‘’ diyerek toplanmışlardı meydana. Biz de gitmiştik , adamın biri yüksek sesle bir şeyler anlatıyordu köylülere . Ben ağacın arkasına oturmuş seyrediyordum kalabalığı . Çevreci dedikleri yabancılardan biri yanıma yaklaşmış ve çantasından o güne kadar hiç yemediğim bir şey çıkarıp vermişti bana. Sonra yanıma yere oturmuş başımı kulaklarımı sevmeye başlamıştı. Bana çok güzel bir köpek olduğumu çok akıllı bir köpek olduğumu söylüyordu bir yandan . Sesi annemin sözünü ettiği insanların çıkardıkları sestendi. Bebekken bana ilk dokunan insanların enerjisinden.. bana verdiği o yemekleri yemiştim , sonra yanına yatıp başımı O’nun bacağına koymuş, o beni severken hayatımın tek huzurlu uykusunu uyumuştum. Hiç bitmesin istemiştim , hiç gitmesin istemiştim , tıpkı Fişek ‘in olduğu gibi benim de bir sahibim olsun ve O olsun istemiştim. Geldikleri otobüse binip gitmeden önce iyice karnımı doyurmuş , boynuma sarılmıştı , kendime dikkat etmemi söylemişti.

Köydeki kimse bize böyle dokumaz, ya hiç dokunmazlar ya vurmak için dokunurlar ya da Cüneyt’in dokunduğu gibi……

Eski ahırda yaşadığım o olaydan sonra onun kokusunu hiç unutmadım. Eğer o bir sokaktan geçmişse kokusunu alıyor ve o sokaktan geçmiyordum, mahallesine hiç gitmedim. Bana yaptığı şeyin çok kötü bir şey olduğunu biliyordum , bu tuhaf ve acı veren durumu kabul edemiyordum.Daha sonraları köy köpeklerinden, Cüneyt gibi çok sert gözüken pek çok erkek insanın keçiler koyunlar eşekler ve atlara bunu yaptıklarını duydum. Ve bu hastalıklı tuhaf türden mümkün olduğunca uzak durmaya özen gösterdim. Asla peşlerinden gitmedim özellikle erkek olanlarının , asla bahçelerine girip yatmadım. Sadece ekmek verdiklerinde yedim.

Bu kadar acı içinde o utanç veren anıyı hatırlamam neden? Bunu düşünmek istemiyorum ama o koku !! tüm bunların sebebi o koku …. Ahh ! o koku, ip ve o sözler …… sebebi bu .

‘’kadın beni bağlıyor , ben ellerini yalamaya çalışırken bir şeyler söylüyor , ama bana değil kendi kendine söylüyor.. Teni buz gibi .. Ters giden bir şeyler var ! Kadın beni bağlıyor ve bir yandan fısıldıyor kendi kendine

_iktidarsız pezevenk !

Kokuyorum , adam yaklaşıyor elinde sopa var . Korkuyorum , kötü bir şey olacak biliyorum , çok kötü bir şey olacak çünkü hem bu kokuyu tanıyorum hem bu ses tonunu hem de ….

_ gördün mü kaltak sorun sende , bak çelik gibi oldu ! hahaha ! bu it kadar azdıramıyorsun beni.

Sırtım , göğüs kafesim , arka ayaklarım , burnum , çenem , gözüm …… ve sırayla tüm kemiklerim … çat çat çat çat ….

 

Yeter artık dursun , yeter bitsin yalvarırım , kaçamıyorum İP ! ….. ve birden koku ! ıslak yapışkan koku , ahırdaki koku …. Ve adam durdu … KAÇ ! ‘’

Güneş iyice yükseldi , o gün köye gelen çevreciler şimdi gelseler , beni bulsalar …. O adam beni kucağına alır bana su verir… Fişek’in dediği doktorlara götürür belki.. benim tek istediğim bir yudum su içip o kucakta gözlerimi kapatmak hayata.

Bu çalı dibinde ne zamandır kıpırdayamadan yatıyorum bilmiyorum.

Acıdan bayılıyor ve acıdan ayılıyorum. Organlarımı parçalayan kırık kemiklerimin sızısı , dinmeyen susuzluk hissi , tarifi olmayan acılar , günlerce süren işkence …

Sanırım bitti….

Hiç kimse gelmedi…

Ege SAKİN

11 Nisan 2011

Samsun’da katledilen Direk Köpek ‘in anısına .

O’na Direk köpek diyorum çünkü adalet yolunda elde edeceğimiz başarıları bayrak yapıp göndere çekeceğiz O’nunla…



manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Tecavüzden köpek kurtardı>
  7.Eyl.2011 Çar 16:15:12

Antalya’da gece yarısı evine giden 21 yaşındaki S.Y., sokak içerisinde bir köpeğin saldırısına uğradı. Genç kıza yardım bahanesiyle yanına gelen ve köpeği kovalayan bisikletli kişi, tacizde bulunup tecavüze yeltendi. Kovduğu köpeğin saldırısına uğrayan saldırgan, genç kızın para ve cep telefonunu aldıktan sonra hızla kaçtı.

Olay, önceki gece saat 23.00 sıralarında Güzeloba Mahallesi`nde meydana geldi. Bir turizm firmasında çalışan ve işyerinden çıkan S.Y., evine yürüyerek giderken sokak başında başıboş bir köpeğin saldırısına uğradı. Yoldan geçen bisikletli 25- 30 yaşlarındaki bir genç, taş attığı köpeği kovdu. S.Y., köpek saldırısından kendisini kurtaran gence teşekkür etti. Arkasını dönerek sokakta yürümeye devam eden S.Y., bu kez de bisikletli gencin saldırısına uğradı. Genç kıza arkasından yaklaşıp yumruk atan saldırgan, yere düştükten sonra tekmelemeye başladı. Kıza eliyle tacizde bulunan ve bir yandan da yüzüne yumruk atmayı sürdüren saldırgan, az önce taş atarak kovduğu köpeğin saldırısına uğradı.
Aldığı tekme ve yumruk darbeleriyle bayılan S.Y., en son olarak köpeğin şüphelinin üzerine doğru gelerek havladığını gördü. Bir süre sonra kendine gelen genç kız, düğmelerinin açık olduğunu ve kıyafetlerinin çıkarılmaya çalışılmış olduğunu anladı. Genç kız, içerisinde 400 TL para ve cep telefonu bulunan çantasının ise çalındığını fark etti. Çantayı sokağın sonunda içi boşaltılmış halde bulan S.Y. yakında bulunan bir markete giderek polisi aradı. Olay yerine gelen çok sayıda polis ekibi saldırganın peşine düşerken S.Y. hastaneye götürüldü. Tedavisinin ardından Asayiş Şube Gasp Büro Amirliği’ne götürülen genç kız burada saldırganın eşkal bilgilerini vererek şikayetçi oldu.
Polis, S.Y.’yi dövüp tacizde bulunan, para ve cep telefonunu gasp eden saldırganın peşine düştü. Polis, mahallede bulunan güvenlik kameraları ve MOBESE kameralarını incelemeye aldı.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >İspirde boz ayının insanlara saldırmasının nedeni HES ler mi?>
  7.Eyl.2011 Çar 15:56:24
Hayvan Hakları Federasyonu(HAYTAP) Başkanı Av. Ahmet Kemal Şenpolat: iki insanın ölümünden büyük üzüntü ve endişe duyduk, ayı canlı yakalanmalı ve rehabilitasyon merkezine götürülmeli.

İspir’in Aksu deresinde yapılan bir HES inşaatını protesto eyleminden

Erzurum’un İspir ilçesinde 2 kişiyi öldüren bozayı için “vur emri” çıkartılması doğasverlerin tepksine neden olmaya devam ediyor. Kürke Hayır Platformu boz ayının saldırganlaşmasının nedeninin Aksu deresindeki HES’ler nedeniyle ayıların su yataklarının yok edilmesi olduğunu iddia etti. Uzmanlar da ayıların ancak insanlar kendilerine bir zarar verirlerse saldırganlaşacaklarını söyledi.
Milliyet gazetesinin haberine göre Hayvan Hakları Federasyonu Başkanı Av. Ahmet Şenpolat iki insanın ölümünden büyük üzüntü ve endişe duyduklarını belirterek ayının canlı yakalanmasının ve rehabilitasyon merkezine götürülmesinin gerektiğini söyledi.
Vahşi Hayat Derneği Başkanı Cemal Gülas da olay öncesinde insanların ayıya mutlaka zarar vermiş olmaları gerektiğine dikkat çekti. “Olayın nedeni araştırılmalı” diyen Gülas şöyle devam etti:
“Hiçbir memeli hayvan doğrudan insanı hedef almaz. Bu hayvan insanı hedef aldıysa, arkasındaki nedene bakmak gerekiyor. Saldırıdan bir süre önce bu ayıya mutlaka büyük bir zarar verdiler. Yavrusunu öldürmüş olabilirler ya da kendisine kalıcı zarar vermiş olabilirler. Ayının gördüğü zararın üzerine insanı hedef aldığı çok açık. Öç alma güdüsüyle insanı öldürdüğünü, yemediğini görüyoruz. Yani sorumluluğu ayıda aramayalım. Ayıyı terörize eden, onu öç almaya itenler suçludur. Bunu fırsat bilerek, ayı nüfusunun azaltılması için silahlanan kişilere devletin izin vermemesi gerekiyor.”
Kastamonu İl Çevre ve Orman Müdürlüğü Milli Parklar Müdürü Dr. İsmail Menteş de İspir’deki ayı saldırısıyla ilgili olarak, ayıların normal şartlarda insanlardan kaçtığını ve tehdit unsuru olmadığını, zarar görmediği sürece insanlara saldırmadığını söyledi.


İspir’de köylüler bir HES protestosunda


HES’ler mi?
Kürke Hayır Platformu da Twitter üzerinden yaptığı açıklamada basının haberleri veriş biçimini eleştirdi. Açıklamada şöyle denildi:
“Basında son birkaç gündür yayınlanan, İspir’de bir boz ayının 2 kişiyi öldürmesi haberlerini takip etmekteyiz. Üzüntüyle farkediyoruz ki, söz konusu haberlerin dili doğanın bir parçası olan canlıların yaşam hakkını hiçe sayan üsluptadır. Basın kuruluşları, normal koşullarda insandan uzak yaşayan canlıların neden şehirlere yaklaştığını görmezden gelmektedir. Olaylar tek taraflı olarak silahlanan köylülerin ya da daha da vahimi “öldürmeyi spor addeden” avcıların gözünden verilmektedir.”
Hiçbir basın kuruluşunun doğa derneklerine yahut hayvan hakları savunucularına danışmadığını söyleyen Kürke Hayır Platformu suçlunun bölgedeki HES inşaatları olabileceğini iddia etti: “Bu kuruluşlara sorsalar bölgede yürütülen HES çalışmalarının ayıların su yataklarını yok ettiği gerçeğine ulaşacaklardır. Bu vahim gerçeği görmezden gelerek olayı bir ölüm şovuna, bir intikam oyununa çeviren basının bu tek taraflı tutumunu kınıyoruz.”
31 Ağustos’ta İspir’e bağlı Yeşilyurt köyünde kendisine ait bahçede dut toplayan İspir Halk Eğitim Merkezi Müdürü 54 yaşındaki Ömer Yılmaz ile 500 metre uzaklıkta yine bahçede dut toplayan 60 yaşındaki Miyese Yılmaz ayı tarafından öldürülmüştü.


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Metroyla seyahat eden sokak köpekleri>
  7.Eyl.2011 Çar 15:41:17




Moskova’da sokak köpekleri sabahın erken saatlerinde yaşadıkları varoşlardan yola çıkıyorlar… Metroya binip, kolaylıkla yiyecek buldukları şehir merkezine geliyorlar…
Sokak köpeklerinin geceyi geçirdikleri varoş bölgelerine gitmek için metro kullandıklarını farkeden uzmanlar onları incelemiş.
Bu incelemenin sonunda elde ettikleri bulgular onları daha da şaşırtmış.
“Farkettik ki, köpekler doğru metro durağında inmek için alıştırma yapıyorlar. Birbirlerine metroda ne kadar kalmaları gerektiğini öğretiyorlar. Bu köpekler için en iyi yiyecek kaynağı şehir merkezinde… O yüzden de yaşadıkları bölge olan varoşlardan şehir merkezine gitmeyi öğrenmeleri gerekiyordu.
Onları incelememiz sonuncunda farkettik ki, sabah erken saatlerde metroya binip şehir merkezine gidiyorlar, akşam mesai bitiminde de tekrar metroya binip varoşlara dönüyorlar. İnsanlardan hiçbir farkları yok.Bazen trende uyuyakalıyorlar ve inmeleri gereken durağı kaçırıyorlar… İncelememiz sırasında sokak köpeklerinin trafik lambalarına da uygun hareket ettiklerini gördük. ” Dr. Andrei Poiarkov gözlemlerini böyle anlatıyor…


manolya41

manolya41 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Sakıp Sabancının 48 Ögüdü>
  6.Eyl.2011 Sal 23:40:26



1. Nasıl bir "Güç" arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip


olduktan sonra ise onu iyi kullanın.



2. Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.



3. Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta



sürdürün.



4. Karşınızdakilerin "İnsan" olduğunu hiçbirzaman



unutmayın



5. İnsanların birer "Makina" olmadıklarını bilin.



6. Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.



7. Adil olun. Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese



karşı adil olun.



8."Vicdan Huzuru" başarılı olabilmenin temel şartıdır.



9.Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiçbirzaman



havalarda dolaşmayın.Kendinizi kimseden üstün görmeyin.



10.Hiçbir işi "Kıyısından Köşesinden Tutmayın".



Yapacağınız iş ne ise,küçümsemeden ona sahip çıkın.



11.Hayata uyun.



12.İyilikleri unutmayın. İyilikleri karşılıksız bırakmayın.



13.Aç gözlü olmayın. "Allahıma Şükür" demesini bilin.



14.Şans, kader ve kısmet, yararlanmasını bilenler için



vardır.



15.Hiç ölmeyecek gibi çalışın. Yarın ölecekmiş gibi



hazırlıklı olun.



16.Dünyanın sizin etrafınızda kurulduğunu sanmayın.



17.Dostluğa ve arkadaşlığa önem verin.



18.Güler yüzlü ve tatlı dilli olun.



19.Hedefiniz nedir? Onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz



şeylerle uğraşmayın.



20.Sağlıklı olun. Sağlık herşeyin başıdır.


21.Düzenli bir yaşamınız olsun.


22.Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik



gelir.



23.Bilgili olun.



24.Gözünüzü açın.



25.Risk almayı bilin. Cesur olun.



26.Güvenilir insan olun.



27.Hangi işi yapacaksanız, o işi en iyi bilenler ile işbirliği



yapın.



28.Yaptığınız iş farklı olsun.



29.Müesseseleşin.



30.İşinizi sevin. İşinize sahip çıkın.



31.Tasarrufa önem verin. Tasarruf yatırım demektir.



32.Borç para vermekte, kefil olmakta dikkatli davranın.



33."İyiyi" yüreklendirin, alkış verin. "Kötüyü"



ayıplayın, ceza verin.



34. Allah herkese "Bölüşmeyi" nasib etmez. "Bölüşmek"



ve "Paylaşmak" kutsal



ve keyifli bir iştir. Bölüşmesini bilin. Paylaşmasını



becerin.



35.Kim akıllı üretir ise onun yanında olun. Kim akılsız



tüketir ise ondan uzak durun.



36.Her şeyin bir şeyini, Bir şeyin her şeyini bileceksiniz.



37.Karınıza ve çocuklarınıza vakit ayırın. Ne kadar



yoğun proğramınız olursa olsun, karınıza ve çocuklarınıza



zaman ayırmalısınız. Bu bir zorunluluk değil bir zevktir.



38.Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir



bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi



taçlandırsın.



39.İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız



kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun.



Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.



40.Çıkar uğruna, menfaat bekleyişi içinde, belli



kolaylıklardan veya imkanlardan yararlanmak hesabıyla,



uygunsuz kişi veya guruplarla ilişkiye girmeyin.



41.Kişisel çıkar uğruna, geçici kazanç için kimseyi



satmayın.



42.Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakarlık



etmeyin. Etmeyin ki önce aileniz ve yanınızda çalışanlar,



sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz size güvensin.



43.Şeyh uçmaz. Onu müridleri uçurur. Başarıyı



yakalamak, başarıyı sürdürmek, başarıyı ileriye



götürmek isteyenler ayaklarını yerden kesmemeye,



uçmamaya özen gösterirler. Çünkü uçan hiçbir şey



havada kalmaz.



44.Hırçın olmayın, hem kendinize hem de başkalarına



huzur verin. Hırçınlıklarınızı yenmeye çalışın.



45.Dost olun, arkadaş olun. Dostunuz olsun, arkadaşınız



olsun. İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.



46.Yaşamadan ölmeyin. Yaşayarak ölün. Ölümden söz



etmek kötü birşey ama, ölüm mukadder son. Her faninin



kaderinde var İnsan bu dünyaya bir defa geliyor.



47.İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına



pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler



için üzüntü duyun.



48.Eşini iyi seçemeyen, işini de iyi seçemez.
<<1...9596979899100101102103104105 106107108109110111112113114115...200...300...400...500...600...700...800...900...983>>