fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Tıkanıp Kaldığında Hayat
Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,
Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını,
Dağlara dönmeli yüzünü insan.
Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;
Yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak....
Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli!
Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,
Kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.
Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,
Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri;
Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip
Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini;
Gördüğünü hissedebilmeli!
Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce,
Değerli olabilmeli hayat!
İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!
Başkasının yerine koyabilmeli kendini;
Ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli!
Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!
Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz kalarak!
Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden, Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine...
Güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını...
Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; Öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın!
Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği;
Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu Olmayı beklememeli!
Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; Bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı!
Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç Çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, Neşesizdir kahkahaların;
Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların...
Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı!
Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için...
Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!
Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere... Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için!
Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak!
Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi; Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin;
Zaman bulabilsin; Bir teşekkür, bir elveda için...
Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten;
Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan!
Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi... |
fiogf49gjkf0d
En sonunda öğrendim galiba… veya kafama vura vura zorla öğrettiler... Neyi mi ?
Aklımı kullanmayı…
İyice tanımadan hiçbir insana bağlanmamayı... Beni takmayanı takmamayı… Verdiğim değeri haketmeyen insanları silmeyi…
Hele ki son yaşadığım olaylar sonucunda, kimin gercek
arkadaş kimin gercek olmadığını...Ortadan kaybolanları
Sorduğumda, ki sormuyorumda.
Çünkü bin türlu bahaneler
önume geleceklerini ögrendim...
Arkama dönüp bakmamayı… İnsanları değiştiremeyeceğimi (özellikle yalancıları ve maskelileri) İnsanların dolduruşuna gelmemeyi…
Çamura taş atmamayı mutlaka üstünüze sıçrıyor :)
Hiçkimse için kendime saygımı yitirecek birşey yapmamayı... Emrivakilere hayır demeyi … Gözyaşlarımın değerini bilmeyi ve onları değmeyecek
şeyler ve kişiler için harcamamayı… Bağımlı insanlardan uzak durmayı… Bir çift tatlı söze kanmamayı… Ben izin vermeden kimsenin beni üzemeyeceğini…
Bilmiyorsun ki . herkesi kendin gibi sanıyorsun. olayların ozunu, oldugu gibi kabul edebileceklerini dusunuyorsun. Ne alemi var durust olmanın anlamıyorum. şimdiye kadarki bildiğim yoldu, ama işte.. Yok de. hayır de. Ne kızcam kızcak bişey yok ki de. sonucta kaçmak çok daha kolay bazılarına göre degil mi?
Hiçbişey soylememek, acıklama yapmaktan daha kolay olabiliyormuş demek ki. hem de kırılmadan gücenmeden. sen kendini koruycan çünkü herkes kendini korumanın peşinde.
senin onları düşündüğünün su kadarcığnı kadar onlar seni düşünüyor mu acaba? sen kırmamak için gosterdiğin özenin su kadarcığnı görüyo musun sence? anlamak için gosterdiğin cabanın su kadarcığını geri alıyor musun?
ne diye kasıyorsun? ne diye? alışkanlık diyeceğim ama.. alışkanlık çok basit bir acıklama.
sucu baskalarına atmasi da çok kolay. neden kolay yolu secmediğimi secemediğimi bilmem lazim.
bilemiyorum.
neyse, en azından öğreniyo insan. demek ki, bu da uygun bir yol olabilirmiş gerektiginde diyor.
ama şimdi gel de bi sigara yakma.
Kendimin herşeyden önemli olduğunu ÖĞRENDİM!
Darısı bir şey olamayan, olduğunu sanan ve öyle gösterenlere |
fiogf49gjkf0d
Özleme Dair
Özledim seni... Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir... beynimi uyuşturuyor özlemin... Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zaman içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum. Yokluğun, hatırladıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları akşamları her işi bir kenara koyup seninle başbaşa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü... Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak, bir çift kısık gözle kendini, ellerimin okşayışına bırakırken. Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söyleyemeden git artık demek. Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa demek sana ne de zor.. Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek..
Can Yücel |