ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
|
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Oca.2008 Cum 10:07:00 |
| fiogf49gjkf0d Bir Yudum Sen...
Bir yudum sen olsaydın dinerdi susuzluğum! Gözlerim yıldız dökerdi kanlı yaşlar yerine. Işık saçardı gülüşlerim. Böyle kırılmazdı kolum kanadım. Sen olsaydın yanımda, dünya değiştirirdi rengini, maviye boyanırdı düşler ve dağıtmazdı beynimi o karamsar düşünceler. Her şey daha farklı olurdu bilirim. Hasret şarkıları dokunmazdı yüreğime, ağlamazdım yerli yersiz,canım acımazdı böyle çok...
Her gece bu yalnızlık
Alev alev yakar beni Ve yokluğun her anımda Yağmalar yüreğimi Keşke, keşke sen olsaydın bir anlık... Bir kere dokunsaydım tenine, sarılsaydım sımsıkı,uyusaydım dizlerinde. Biterdi belki ölüm korkularım. Birlikte ağlar, birlikte ölürdük hiç olmazsa.
Bir görebilsen nasıl
Perişanım kahrımdan Ölüm yok etmez beni Yokluğun kadar inan!
Çok değil inan, bir yudum sen olsaydın dinerdi susuzluğum! | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Oca.2008 Cum 10:10:27 |
| fiogf49gjkf0d ACILI GECENİN BİTİMİNDE
Yaşadığımı işitmek istiyorum Bir ses uzaktan yakından ya da içimden Düşen yaprak örneğin Kağıt hışırtısı olsun Ya da eski tahtaları içten kemiren bir kurdun çıtırtısı Bir inilti derinden Damlayan su Bir elektrik düğmesi çıt diye Çok uzaklardan yankılanan duyulur duyulmaz İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ses Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
Yaşadığımı görmek istiyorum Bir ışık uzaktan yakından ya da içimden Sesindeki pırıltıya Gözündeki ışıltıya benzer Bir kibrit çakımı Bir yanıp sönse yeter Sabahın yağan toz mavisi göğsünde çıplak Ya da gün batımı pembesi dudak Bir yıldırım hızında çizilsin Bir şimşekçe yazılsın karanlığım Bir fener ki uzaklığı bilinmeyen Bir yıldız parlayıp sönen Dişlerinin aydınlığını İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir ışık Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
Yaşadığımı duymak istiyorum Bir ısı uzaktan yakından ya da içimden Tenine ilk dokunduğum zamanki Elini ilk tuttuğum Yüreğimi kanatlandıran o titreşim Kanı geçiyor kanıma sandığım Öyle bir değdin ki varla yok arası Ve yanarken ateşten ellerim Yatak çarşafının apaklığında duyduğum serinlik Ve sevgiyi sende bulduğum ilk O ılıklığa değinmek yerine Uzak düşlerde olsa da yeter İçindeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir değini Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
Yaşadığımı koklamak istiyorum Bir koku uzaktan yakından ya da kendimden Kulak memelerinde şebboy Saçlarında o koku Ki öptükçe öpüldükçe büyüyen Her yel estikçe getirir düşlerime Koklarım çok uzaklardaki anılardan seviyi Bir yel esmiş mi esmemiş mi Bir kıpı dal oynasa Bir yaprak kıpırdasa Duyulur duyulmaz olsa da İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir koku Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
Yaşadığımı tatmak istiyorum Bir tat ki uzaktan yakından ya da kendimden Ağzımda dilimde damağımda Bir buruksu mutluluk sandığım Salt benim diye aldandığım Kendi yalanlarıma kandığım Arttı yaşadıkça duyduğum acı Yitirmemek için o acıyı çoğaltırım İçimdeki mağaralarda besler büyütürüm Her ne olursa olsun bir tat Yeter ki bana ispat etsin yaşadığımı
| |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 11.Oca.2008 Cum 10:12:34 |
| fiogf49gjkf0d BEN ÖLECEK ADAM DEĞİLİM
Kapımı çalıp durma ölüm, Açmam; Ben ölecek adam değilim.
Alıştım bir kere gökyüzüne; Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar. Sıkılırım, Kuşlar cıvıldamasa dallarında, Yemişlerine doymadığım ağaçların, Yağmur mu yağıyor, Güneş mi var, Farketmeliyim Baktığım pencereden. Deniz görünmeli çıksam balkona. Tamamlamalı manzarayı Karlı dağlarla sürülmüş tarlalar. Ekmekten olamam doğrusu, Nimet bildiğim; Sudan geçemem, Tuzludur teneffüs ettiğim hava. Ya nasıl dururum olduğum yerde, Öyle upuzun yatmış, İki elim yanıma getirilmiş, Hareketsiz, Sükûta râmolmuş; Sanki devrilmiş bir heykel?
Ellerim ne der sonra bana? Soğumuş kalbime ne cevap veririm? Utanmaz mıyım ayaklarımdan?
Kalkmalıyım, Dolaşmalıyım, Sokaklarda, parklarda. El sallamalıyım Giden trenlere, Kalkan vapurlara. Bilmeliyim, Gölgelerin boyundan, Saatin kaç olduğunu... Islık çalmalıyım. Türkü söylemeliyim Yol boyunca, Keyfimden ya hüznümden. Geçmiş günleri hatırlamalıyım, Dalıp dalıp akarsuya, Hayaller kurmalıyım, Güzel geleceğe dair. Yanımdan geçenler olmalı, Selâm almalıyım; Robenson u düşünmeliyim, Garipliğini: Şükretmeliyim İnsanlar arasında olduğuma. Nedir ki eninde sonunda ölüm? Ayrı düşmek değil mi aşinalardan?
Kapımı çalıp durma ölüm, Açmam; Ben ölecek adam değilim.
| |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2008 Cmt 01:06:07 |
| fiogf49gjkf0d
|
GÜLCE
Ucurumun kenarındayım
Hızır
Bir dilber kal asının
burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun
avucunda
Kaldım parmaklarımın
ucunda
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni ha itecek
Uçurumun kenarındayım
Hızır
Cihan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır
Uçurumun kenarındayım
Hızır
Güzelliğin zülme çaldığı
sınır
Başım döner, beynim
bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce m uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım
Hızır
Gülce bir davet
Mecaz degil
Maraz degil
Gülce bir afet
Peri degil
Huri degil.
Gülce bir beyaz zehir
Gülce en vahim haz
Buram buram zehir
Yâr gözünde infaz
Bir gamzelik rüzgar yetecek
Ha itti beni ha itecek
Güzelliğin zülme çaldığı
sınır
Uçurumun kenarındayım
Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbet-ül arz dan
Deccalden
Yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce den
Ödüm patlıyor Gülce ye
bakmaktan
Nutkum tutuluyor
Ürperiyorum
Saniyeler gözlerinde birer
can
Her saniyede bir can
veriyorum...
| | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2008 Cmt 01:07:30 |
| fiogf49gjkf0d
UNUT GÖNLÜM |
|
|
Her baktığın yerde arama onu, Bırak gönlüm taşa vurma kendini. Gece gündüz gözlerim yaşla dolu, Unut gönlüm boşa yorma kendini
Görmüyorsa gözündeki yaşları, Bilmiyorsa içinde sancıları, Tutam tutam yoldurduğu saçları, Unut gönlüm boşa yorma kendini.
Bilmezmisin derdine derman olmaz, Yar ahını alan muradın almaz, Dilerim ALLAH tan yanına kalmaz, Unut gönlüm boşa yorma kendini.
Görmüyorsa gözündeki yaşları, Bilmiyorsa içinde sancıları, Tutam tutam yoldurduğu saçları, Unut gönlüm boşa yorma kendini.
Ateşinden yansan bile arama, Oturupta karaları bağlama, Ne ağlarsın deli gönlüm ağlama, Unut gönlüm boşa yorma kendini.
Görmüyorsa gözündeki yaşları, Bilmiyorsa içinde sancıları, Tutam tutam yoldurduğu saçları, Unut gönlüm boşa yorma kendini.
| | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2008 Cmt 01:08:45 |
| fiogf49gjkf0d | |
keremcem46
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2008 Cmt 01:10:16 |
| fiogf49gjkf0d
Ne gerek vardı sana... Sensiz de yalnız kalırdım ben...!!! |
|
|
Öznesiz cümleler kurmaya alışmıştım ben oysa... Yalnızlığıma, ıssızlığıma sahip çıkmıştım onca kalabalığın arasında.. Korkularımdan korkmamayı öğreniyordum yavaş yavaş... Hayallere düşlere sığınıp onlarla avunuyor...
Küçücük mutluluklara, hayata dair geçici heveslere sarılıp gülümseyebiliyordum...
Geride bırakmıştım bütün hüzünleri, ertelenmişleri, yaşanmışları, yarım kalmışları...
Yürüyordum ardıma bakmadan kendi yolumda...
Geçmişin izleri bazen takılıyordu ayaklarıma bir yerlerde
Ama ben aldırmadan yürüyordum işte...
Sevdaya dair hikayelerin noktasını koymuştu hayat yıllar öncesinde...
Ben de çaresizce boyun eğmiştim ona... Bence mutluydum ben kendi kendimle... Hiç beklemediğim bir zamanda, ansızın çıktın yollarıma...
Yalan mıydın sen...! Yalan bunca ısıtabilir miydi ruhumu...!
Bunca işler miydi sevdanı yüreğime...!
Geçmişin izlerini silip, doldurabilir miydi yüreğimi böylesine...!
Bilseydim dinler miydim seni...! Geçmişimden koparıp, beni alıp gitmene İzin verir miydim...! Görseydim, eğer sonunu görseydim... Başlamadan daha, orada dur derdim...! Bilseydim, eğer sonunu bilseydim... "Sevme bırak" derdim...! "Sevme, uzak dur"...!
Geldiğin gibi de gittin ansızın bir gün... Sensizliğe alışmak daha zordu yalnızlığa alışmaktan... Şimdi öznesi sensin cümlelerimin, yüklemleri yok...
Sensiz günüm zordu zaten, bir de sen geldin üstüne... Yokluklarım yetmezmiş gibi, sen de eklendin üstüne...
Ben zaten bunları sen olmadan da yaşardım... Ne gerek vardı sana, sensiz de yalnız kalırdım... Ben zaten sen olmadan da ağlardım isteseydim eğer... Ne gerek vardı sana...!
Ne gerek vardı yokluğuna...!
| | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2008 Cmt 19:01:31 |
| fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Büyümediğimi biliyorum.Büyümek istemediğimi de biliyorum.
“Deniz gibi olmalı insan da” diyor, bir ses içimden çoğu zaman...
Berrak, masmavi bir deniz.
Her şeye rağmen, hayatı maddesel boyutlarda algılayan, insani erdem ve değerleri görmezden gelen, ölümsüzlüğü gelip geçici sahip olma emellerine tercih eden insanların, kapkara bir çamur deryasına dönüştürmeye çalıştıkları yeryüzünde içimizdeki maviliği koruma çabası bana hep o sesi hatırlatıyor;
“çocuk olduğunu unutma ..”
Maddi olanın insani olana tercih edildiği, krallıkların kanla kurulduğu, yeryüzünün tatsız bir sofraya dönüştürüldüğü, üşüyen çocukların gözyaşları pahasına servetin var edildiği, zenginlik uğruna barışın yaya, savaşın ise atlı bir yolculuğa çıkarıldığı çağımızda,o çocukların gözlerinde, gülümsemelerinde, gamzelerinde, yanaklarındaki kırmızılıkta; özgürlüğü, berraklığı, saflığı, hüznü, mutluluğu ve de umudu tüm yalınlığı ile hissediyor yakalıyorum... Silmedikleri bir yere bilemedikleri bir geleceğe sürüklenen, yazgının üzünç dolu açmazını farkında olmasalar bile yüreklerinde, gözlerinde taşıdıklaRı özgürlükleR ..
Yoksulluk yoktur, umutsuzluk yoktur, acı yoktur, kan ve gözyaşı yoktur. O sokaklar korunaklıdır..
"Ya da tüm bunlar birer yanılsamadır.”
Gerçeği görmek istemeyen “ben’e” o gözler, o bakışlar göstermektedir aslında gerçeğin ne olduğunu,
Demirci, boyacı,
okul, hurdacı,
yaz tatili,
emek parası, hamal,
gücünü yitirmiş sıska kollar,
soluk tenler, kırmızılığını kaybetmiş yanaklar,
çökük omuzlar, kapkara saçlar, yanıp kavrulmuş tenler
ve geleceğe atan yürekler ….
bir ses,
acı bir ses emeği çağırır yanına,
adaleti, haksızlığı ya da belki de isyanı….
savaş düşleyenlere karşı
insanın yaşam hakkını,
aklın emeğini
ve emeğin kutsallığını savunurum….
peki ya onları ?
hak etmedikleri zamanlarda, hak etmedikleri biçimlerde çalışan o çocukları kim ve hangi yasa savunur ?
hangi sevgi koruması altına alır onları ?
nereye gizlenmiştir yasaların en yücesi dediğimiz “sevgi” ?
kendime,
çaresizliğime,
tükenişime acırım | |
wwarkheww
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2008 Cmt 23:47:52 |
| fiogf49gjkf0d
Ben sana beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki? Kendi yarasını kendi öpen bir çocuğum ben.. Kendi acısını kendi örten bir çocuk.. Yaz çiçeğidir tutunduğum dallar, çabucacık çürür ölümüne, Güz gelir ağlarım.. Kış bastırır ürkerim.. Yüreğimin gurbetine giderim bir başıma, Günümü sevda ederim.. Sevdamı hasret....
Ben sana, Beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki... Kendi düşünü,kendi kuran bir çocuğum ben.. Kendi yaşını kendi kurutan bir çocuk... Ölüme yakınım nicedir... Gel gör ki,büyülü bir şey bu hayat, Kandırılmışlığımı denize alar mesela... Toprağın üzerine uzanmışken, Nasıl diyebilirim ki, Kimim kimsem yok diye... Bir sızı kalır işte acemice işlenmiş, Atsam atılmaz,satsam satılmaz...
Ben sana, Beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki... Kendi ninnisini,kendi söyleyen bir çocuğum ben... Kendi şiirini kendi ezberleyen bir çocuk... Anne kokulu mendiller saklarım, Baba gülüşlü resimler yaparım boyuna... Her günüm bayram olur, Her bayram şekersiz,çikolatasız... Olur olmaz heveslerim inatlaşmaktandır. Adanmışlıktandır küçücük sevinçlerim, Sevindirmelerim evrene karşı...
Ben sana, Beni sevmenin imkansızlığını nasıl anlatayım ki.. Kendi elini kendi tutan bir çocuğum ben... Kendi yüreğini, Kendi bilen bir çocuk.... | |
KANDEMIR29
Mesaj
Gönder Forum
Mesajları Forum
Başlıkları
| 12.Oca.2008 Cmt 23:51:38 |
| fiogf49gjkf0d | |
| |