ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum
Kurallarını mutlaka okuyunuz...
alesta83> Forum Mesajları | | alesta83'e ait Toplam 2664 Forum Mesajı var
|
|
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Fıkralar >Temeelll :))> 8.May.2007 Sal 22:39:33 | | fiogf49gjkf0d İşine Son
Temel askerde biraz tembel..Sabah istimasindan kaytarip bir agacin altina yatar. -Ancak biraz sonra yakalanir.Komutan yanina cagirir. -Meslegin nedir? -Insaat kalfalugu yapayurum komutanim. -Ha demek oyle,Peki sen insaatta yaninda calisan bir isciyi boyle yatarken yakalarsan ne ederdin. -Temel firsati kacirmaz: -Hemen , hic dusunmeden isine son verirdim evine gonderurdum komitanum.
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...> 8.May.2007 Sal 22:34:52 | | fiogf49gjkf0d
HAYELLERİM VE SEN
sen yıldızları severdin,aslında her yıldız sendin.sana sarılırdım,bütün yıldızları kucaklardım.sana dokunmak, evreni avuçlarımın arasına almak gibi bir şeydi. yokluğun canımı acıtırdı,paramparça olurdu yüreğim.kalbimin küçük parçalarını toplamaya çalışırdım yerden.. içimde kopan fırtınaları sayamazdım.sessizleşirdim.saatlerce ayakta,yalnız başıma,öylece bakar dururdum seni götüren yollara.. kimseye fark ettirmezdim savaşımı.yokluğunla savaşmak,görünmeyen bir düşmana karşı kılıç sallamak demekti. yorulurdum,dizlerim titrerdi.düşerdim,kalkardım,ama sensizliği yenmeyi hiç başaramazdım..
en büyük korkumdu sensizlik.bir kez kabullensem yokluğunu,sanki o an çıkıp gideceksin gibi gelirdi yüreğimden.. oysa olmasan bile seni yüreğimde taşırdım.orada yüreğimde olduğunu bilmek,bana yaşama gücü verirdi. korkumla yüzleştiğim anda o gücü kaybedeceğimi sanırdım. gece uykularım kaçar,yalnızlığa isyan ederek dört duvar odayı adımlardım sabaha kadar. bakamadığım aynalar kırılır,binlerce cam parçası bedenime batardı.bir sigara bir sigara daha.. dumanını savuştururken tavana, duvarlar üzerime yıkılırdı..
sonra hayaller gelip çöreklenirdi üzerime.gözlerimi kapatıp dalardım.sonsuz bir yeşilliğin ortasında, baharı yaşarken bulurdum kendimi.çiçek çiçek açardın,kokun başımı döndürürdü.bir gül yaprağı gibi ipeksiydi tenin.. öperdim seni,soluğum kesilirdi.bir hafif yağmur başlardı.her damlası başka bir sevdadan süzülen o yağmurda ıslanmaktan inanılmaz bir haz alırdık. bir hayalden bir hayale geçerken sabahı karşılardım.güneş pencereden içeri girer,gecenin kasvetini bitirirdi. yıldızlar bir sonraki geceye kadar çekilirdi gökyüzünden.ama içimdeki karanlığın tek ışığı sendin. sen olmadan ben aydınlanamazdım.güneş olsa da olmasa da o gün sensiz yaşanacaktı çünkü...
VE BEN SENSİZLİĞİ YAŞARKEN HİÇ AĞLAMAZDIM ....SADECE YILDIZLAR DÜŞERDİ GÖZLERİMDEN....
__._https://img19.imageshack.us/img19/7355/image005cu7.gif,_.___ | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >ALTTAKİ İÇİN BİR ŞARKI SEÇ..> 8.May.2007 Sal 21:48:13 | | fiogf49gjkf0d Demir Demirkan_Nafile | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >.:::Atamızın Hayattaki Son Kareleri:::.> 8.May.2007 Sal 21:36:08 | | fiogf49gjkf0d
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >.:::Atamızın Hayattaki Son Kareleri:::.> 8.May.2007 Sal 21:30:30 | | fiogf49gjkf0d YABANCI PULLARDA ATATÜRK
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Mühim Mevzular >Politika, Tarih >Tarih ve Şehir> 8.May.2007 Sal 21:00:55 | | fiogf49gjkf0d
ISTANBUL SEMTLERININ ADLARI NERDEN GELIYOR
Aksaray: Fatih in sadrazamı Ishak Paşa, Iç Anadolu Bölgesi ndeki Aksaray ı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler.
Ahırkapı: Marmara Denizi nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verildi.
Aşiyan: Kuş yuvası. Günümüzdeki ismini şair Tevfik Fikret in burada bulunan, Farsçada kuş yuvası anlamına gelen Aşiyan isimli evinden alıyor. Bağlarbaşı: Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılıyor.
Bebek: Semtin isminin nereden geldiği konusunda iki rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki, Fatih Sultan Mehmet in bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olması. Diğeri ise padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olarak anılması.
Beşiktaş: Ilk görüş, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşa nın gemilerini bağlamak için diktirdiği beş taştan aldığı yönünde. Diğeri ise bir papazın burada yaptığı kiliseye Kudüs ten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiği yönünde.
Beyazıt: Sultan II. Beyazıt ın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başladı.
Beyoğlu: Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre, Islamiyet i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alıyor semt. Diğerine göreyse, Bey Oğlu diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı. Son bir rivayet de, burada oturan Venedik elçisine, yazışmalarda, "Beyoğlu" diye hitap edilmesinden semtin bu adla anıldığını söylüyor.
Bakırköy: Bizanslıların Makri Hori dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince Makriköy adını aldı. 1925 te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürk ün isteğiyle semt Bakırköy adını aldı.
Bostancı: Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor.
Çatladıkapı: Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı bir verilen kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı Çatladıkapı olarak anılmaya başladı.
Çemberlitaş: Bizans ın en önemli meydanlarından Constantinus Forumu nun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verdi.
Çengelköy: Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor.
Çıksalın: Güzel manzaralı, geniş bir çevreye hakim olan bölgeye, halk arasında "çık, salın" denilmeye başlandı.
Eminönü: Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi Emin lere aitti. Semt, adını burada bulunan Gümrük Eminliği nden alıyor.
Feriköy: Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.
Galata: Gala, Rumca da "süt" anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galata nın adı semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise Italyanca denize inen yol anlamına gelen galata kelimesi düşünülerek bu isim verildi.
Horhor: Fatih te bulunan semt, adını Horhor çeşmesinden alıyor. Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet bölge civarında yürürken yerin altından su sesleri duyar ve yanındakilere, "Buraya bir çeşme yapın baksanıza hor hor su sesleri geliyor" der ve buraya bir çeşme yapılır. Çeşme de semt de Horhor ismiyle anılmaya başlar.
Okmeydanı: Fetih Ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.
Şişli: Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve Şişçilerin Konağı nın zamanla değişikliğe uğrayarak Şişlilerin Konağı hâline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.
Şaşkınbakkal: Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkânı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı.
Sütlüce: Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce olarak anılır oldu.
Tahtakale: Sözlük anlamı kale altı olan Taht-el-kale nin bozulmasıyla Tahtakale ye dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor.
Taksim: Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.
Teşvikiye: Sultan Abdülmecit in bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu semtin adı Teşvikiye olarak kaldı. Bu durumu, Harbiye Karakolu ile Rumeli ve Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeliyor.
Unkapanı: Bazı satış yerlerinde Arapça da Kabban adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı.
Üsküdar: Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar a dönüştü.
Veliefendi: Hipodrom bir zamanlar Şeyhülislam Veli Efendi nin sahibi olduğu topraklar üzerinde kurulduğundan semtin adı Veli Efendi yle anılıyor.
9 dilde Istanbul Grekçe: Vizantion Latince: Bizantium, Antoninya, Alma Roma, Nova Roma Rumca: Konstantinopolis, Istinpolin, Megali Polis, Kalipolis Slavca: Çargrad, Konstantingrad Vikingce: Miklagord Ermenice: Vizant, Stimbol, Esdambol, Eskomboli Arapça : Bizantiya, el-Mahsura, Kustantina el-uzma Selçuklular zamanında: Konstantiniyye, Mahrusa-i Konstantiniyye, Stambul Osmanlıcada: Dersaadet, Deraliyye, Mahrusa-i Saltanat, Istanbul, Islambol, Darü s-saltanat-ı Aliyye, Asitane-i Aliyye, Darü l-Hilafetü l Aliye, Payitaht-ı Saltanat, Dergâh-ı Mualla, Südde-i Saadet
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >GÜNÜN SÖZÜ> 7.May.2007 Pzt 23:42:41 | | fiogf49gjkf0d Atalarından sana kalanı haketmeye bak! Yoksa senin olmazlar. (Goethe) | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Güzel Sözler >resimler....> 7.May.2007 Pzt 23:40:29 | | fiogf49gjkf0d | |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...> 7.May.2007 Pzt 22:33:38 | | fiogf49gjkf0d SöyLe BakaLım? Kimi SeverSin SeN?
Beyaz karayı, sinek yarayı, zengin parayı, Yemek tuzu, rakı buzu, maymun muzu, Ördek kazı, güzel nazı, aşık sazı sever... Kuş darıyı, çiçek arıyı, erkek karıyı, Ana çocuğu, çoban gocuğu, yumurta sucuğu, Ocak közü, kirpik gözü, ozan sözü sever... Garip sılayı, yiğit halayı, tencere kalayı, Davul zurnayı, avcı turnayı, deve hurmayı, Alın kelini, cömert elini, cimri dilini sever... Çöl yağmuru, çizme çamuru, oklava hamuru, Tembel yatmayı, geveze atmayı, pazarcı satmayı, Şişe tıpayı, şarap kupayı, eşek sopayı sever... Ebe bebeği, kahve dibeği, çengi göbeği, Memur masayı, ermiş asayı, hakim yasayı, Haylaz döveni, dalkavuk öveni, hergele söveni sever... Sarhoş dostunu, ayı postunu, yaşlı bastonu, Hatip lafı, suçlu affı, açıkgöz safı, Orman çamı, kedi damı, işçi zammı sever... Mektup pulu, zampara dulu, Allah kulu sever de.. Sen? kimi?
| |
alesta83
Mesaj
Gönder Forum
Başlıkları
| | CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...> 7.May.2007 Pzt 22:27:20 | | fiogf49gjkf0d
Mevsimi Yoktur Aşkın..
Buldumu sizi o çılgın, ayaklarınızı yerden kesen, kalbinizi kuş gibi pırpır attıran "Eros un Oku" kaçacak yeriniz olmaz..Tek gerçeğiniz aşk olur..İnanırsınız, güvenirsiniz, artık dünya sadece ikinizin etrafında döner.. Öle güzel beslersiniz ki duygularınızı yalnızca ama yalnızca size özgü bir aşk yaşadığınıza inanırsınız..Şarkılar daha anlamlı gelir, önceleri ritm tuttuğunuz şimdileri sözlerini an ve an tekrarladığınız şarkılarınız olur..Gökyüzü karanlıkta olsa kalp ışığınız aydınlatır her yeri. Gözleriniz yakamoz yakomoz bakar etrafınıza. Gülümseme dudaklarınıza abone olur, hoş kahkahalar atarsınız.. Her gittiğiniz yerde onu görür onu yaşarsınız.. Hatta onsuz en sevdiğiniz mekan bile yüreğinizi sıkıştırır, cehennem gelir..Onla olabilmek için koştura koştura nefes nefese gidersiniz buluşmaya.. Aşkınız, sevginiz onu öle sarar ki sadece sizin olmasını istersiniz. Sevdiğinizi kimseler duymasın, almasın diye kilitli sandıklar misali saklarsınız içinizde... Görememek, paylaşamamak her an yanınızda olmaması ızdırap çektirir artık.. Aşk acı vermeye başlar..Yaşadığınız, o mutlu coşkulu zamanlar gidip yerine kıvrandığınız, kıskançlıkların hakim olduğu günler gelir.. Aşk ikinci sahnesini ortaya koyar..Güneş çekilip yerini kara bulutlara bırakır.. Alev alev gözler pınar olup akar.. Konduramazsınız bunları yaşadıklarınıza..Ya zamansız alıp gider sevdiğinizi ölüm, ya da sevdiğiniz sahip çıkamaz sizin çıktığınız kadar bu aşka.. Emek tek taraflı kalır.. Dalga dalga akan bir nehirde beraber kürek çekerken birden kalırsınız tek başınıza tek kürekle..Çabalarsınız karaya çıkmak için ama dalgalar da o kadar hırçınlaşır siz gayret ettikçe.. Aşka inancınız azalır.. Uçtuğunuz gökyüzünden ayaklarınız toprağa değer.. İrkilirsiniz.. Üşüme kaplar içinizi..Yalnız, tek başına bırakılmış ne yöne uçacağını bilmeyen kuşlara benzersiniz.. İşte o anda.. O dikenli etrafınızı saran çemberden bir el uzanır size.. Gün ışığı yeniden doğar yüzünüze.. İçiniz ısınır.. Dostunuzun sıcacık eli ısıtır sizi..Yaşadıklarınız acı vermekten ziyade paylaşacağınız hoş bir anı olur artık size.. Aşk acısıyla yanan yürek aşkı yaşatmak için yeniden atar, seviyorum, unutmayacağım dercesine.
"Bir aşk bir çok aşktan yapılıyor ve ayrılınmıyor hiç bir seferinde"..
En güzel aşkları doyasıya yaşamınız dileğiyle, sevgi yüreğinizden tebessüm yüzünüzden eksik olmasın..
| |
| |