ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
18 Mayıs 2024, Cumartesi 10:00   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  alesta83> Forum Mesajları
    alesta83'e ait Toplam 2664 Forum Mesajı var
<<1...345678910111213 14151617181920212223...100...200...267>>


alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Önemli Sözler>
  16.Oca.2008 Çar 18:17:54
fiogf49gjkf0d

Kararsızlık en kötü karardan daha kötüdür..



alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Önemli Sözler>
  16.Oca.2008 Çar 18:15:37
fiogf49gjkf0d

Vicdanın temizse özgürsün..



alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >KARİKATÜRLER.>
  16.Oca.2008 Çar 17:51:21
fiogf49gjkf0d
erkekler üzerine münazara
 


alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >Bu oyunda birbirimize şarkı armağan edelim:)))>
  15.Oca.2008 Sal 00:14:24
fiogf49gjkf0d

Evlerinin önü boyalı direk

Evlerinde lambaları yanıyor
göz göz olmuş ciğerlerim kanıyor

beni gören deli olmuş sanıyor
ölürümde ayrılamam yar senden

aman bir bahçeye giremessen
vurup seyran eyleme

Aman bir binayı yapamassan
yıkıp viran eyleme

aman bır guzeli sevıpte alamassan
ısmını aleme rusva eyleme

evlerının onu boyalı dırek
yerden yere vurdun sen benı felek

her acıya dayanamaz bu yurek
olurumde ayrılamam yar senden
Öykü &Berk

 janım kuzenim bu parca benden ve diğer kuzenin özlemden ;) sana armağan olsun Janısı ;)diyom ki ciddi olmak lazım fazla gevezelik yapmamak lazım :))

her an  armağan ettimiz parcaları silebilirler;) silmek  zorunda kalabilirler :))

 

 



alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Anne..... Annem.......>
  14.Oca.2008 Pzt 22:31:07
fiogf49gjkf0d
Bir Bebeşin Yarım Kalmış Günlüğünden 
 
BİR DAHA DÜŞÜNÜN!!!!
 
5 Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor.

Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim.

19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım.

23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya… Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem!

27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne?

2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz.

12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum.

20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım…

25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım..

10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var… Anneme benziyorum galiba…

13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz..

24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi?

28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim… Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An…

Ah! Kürtajınız tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun !..
Kürtajın cinayet olduğunu artık herkes anlasın. Bence çok anlamlı bir yazı. Umarım herkes kendine bir pay çıkartır.


alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Kopulası Şeyler >Bu oyunda birbirimize şarkı armağan edelim:)))>
  14.Oca.2008 Pzt 22:00:53
fiogf49gjkf0d

Hadi Hadi

Hoşgeldiiiiin yüreğime yaarr gönlümeee
Hoşgeldin yar yüreğime
Boşver be elalem ne derse desin
Hadi hadi hadi hadi
Hadiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii

Dünya dünya yalan dünya dünya dünya
Haydi lililililililililli

Üzüldüm sayende içim huzurla doldu
Kaderimde yazan aşk sonunda beni buldu

Hoşgeldin yar yüreğime
Boşver be elalem ne derse desin
Hadi hadi hadi hadi
Hadiiiiiiiiiiiiiiiiii

Haydi lilililililillilli yar
Haydi lilililililillilli yar
Haydi lilililililillilli
Haydi lilililililillilli

Üzüldüm sayende içim huzurla doldu
Kaderimde yazan aşk sonunda benim buldu

Hoşgeldin yar yüreğime
Boşver be elalem ne derse desin
Hadi hadi hadi hadi
Hadiiiiiiiiiiiii

Üzüldüm sayende içim huzurla doldu
Kaderimde yazan aşk sonunda beni buldu

Hoşgeldin yar yüreğime
Boşver be elalem ne derse desin
Hadi hadi hadi hadi
Hadiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii     oh ohh

Janım kuzenim  bu parcayı sana armağan ediyorum

Hopbaaa oh deeee

Yandan yandan yandaaann

Yaba daba düüüüüü haydaaaa

Hep beraber tempo tempoo yandan yandaaann

Hadi eşlik edeyim  oh oh oh oohhhh

Yaba daba düüüüüüüüüüü

Fatih  Ürek ... beeeeeee



alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Anne..... Annem.......>
  13.Oca.2008 Pzr 20:13:49
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d
Anne
 
Yıllar sonra çocuk evlenmis, çoluk çocuk sahibi olmus.
Birgün, gecenin bir yarısı saat 3:30 cıvarları telefonu
çalmış.
Telefondaki ses, yumuşak, sevecen tonuyla annesinin
sesiymis.

Çocuk; 

Ne var Anne, ne istiyorsun, neden bu saatte beni
rahatsız ediyorsun?
Sabah arasan olmaz mıydı gibilerinden, annesini azarlayıcı
sözler sarfetmis.

Annesi, biraz buruk, biraz da ağlamaklı bir ses tonu ile;

Bundan 25 yıl önce boyle bir gece yarısı 3:30 da, sen
beni daha çok
rahatsız etmiştin. ve o zaman ben sevincten ağlıyordum..

"DOĞUM GUNUN KUTLU OLSUN, OĞLUM "
demiş.......................


alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >alesta83 ün Sayfası...>
  13.Oca.2008 Pzr 20:01:56
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

Tıkanıp Kaldığında Hayat

Bir yerlerde tıkanıp kaldığında hayat, soluk almak güçleştiğinde,

Yüreğin susup, mantığın sürüklemeye başladığında ayaklarını,

Dağlara dönmeli yüzünü insan.

Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğini ferahlatacak;

Yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak....

Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediği ne varsa, Gerçekleştirmeyi denemeli!

Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir,

Kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalı.

Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler,

Her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa,
Değiştirmeye çalışmalı bir şeyleri;

Küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip

Servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini;

Gördüğünü hissedebilmeli!

Sağlığını kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce,

Değerli olabilmeli hayat!

İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için!

Başkasının yerine koyabilmeli kendini;

Ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeli!

Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli!

Şu adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; Sevgisiz, soysuz kalarak!

Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden,
Derin bir soluk alıp, hapsetmeli kokusunu içine...

Güneşin doğuşunu seyretmeli arada bir, seher yeli okşamalı saçlarını...

Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; Öfkesine, isyanına ortak olabilmeli doğanın!

Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği;

Bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu Olmayı beklememeli!

Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; Bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmek için; kaçırmamalı!

Çünkü; hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç Çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, Neşesizdir kahkahaların;

Merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların...

Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı!

Bilmeli; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için...

Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil,
Söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli!

Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere...
Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için!

Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostları olmalı, ruhunun ve zihninin sınırlarını zorlayacak!

Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgisi;
Ama, kapasitesi sınırlı olmalı yüreğinin ki, hakkını verebilsin sevdiklerinin;

Zaman bulabilsin; Bir teşekkür, bir elveda için...

Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; Asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten;

Ama, herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan!

Tıpkı, her şeye sahip olamayacağı gibi...



alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >**Günün Fotoğrafı (Her gün beğendiğimiz bir fotoğrafı paylaşalım)**>
  13.Oca.2008 Pzr 16:24:39
fiogf49gjkf0d

 

Yaşları ilerledidikce hayat onlara daha yorucu geldi ve anladılar çok sonra düşenin dostu olmazmış ..

Hayat  bir şarkı gibi akıp geçerken iyimser olmak kolaydır..

Herşey ters giderken gülümseyebilen bir kimse zor bulunur..

 



alesta83

alesta83 resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Sanat ve Felsefe >Evlat dedi ki; Üstad..>
  13.Oca.2008 Pzr 03:38:04
fiogf49gjkf0d
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Kötülüğü nasıl yok edebilirim, söyler misin?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Kötülük, bizim gölgemizdir. Onu görünmez kılmak kolaydır. Karanlık bir ortama geçersen göremezsin onu. Fakat bu bir kurtuluş değil, tersine bela demektir. Onu serbest bırakmış olursun ve sinsice seni ele geçirir. Kötülüğün sonsuza kadar bizimle birlikte olacağı gerçeğini kabul etmeliyiz ve bu gerçekle kötülükten korkmamamız için hep aydınlıkta kalmak için çaba göstermeliyiz. Onu ancak ışık altında kontrol edebiliriz ve gittiğimiz yol bize değil, ona ızdırap verir.


EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Benim için huzur, yaşlı bir çınara yaslanmak ve gölgesinde durmaktır.

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Neden bir fidan dikmeyi düşünmüyorsun?

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Kazanmak için birilerini yenmek gerekmiyor mu?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Başkalarını yenmeye çalışmak, eğlenceli fakat hile gerektiren bir oyundur. Eğer gerçekten kazanmak istiyorsan, egolarınla savaşmaya başlayabilirsin ve bu başkalarını yenmekten daha çok haz verir…

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Her kilidin bir anahtarı vardır, değil mi?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Eksik bir saptama bu. Bütün kilitleri açabilen bir maymuncuk bulunduğunu da unutma!

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
bu kainatın bir şifresi varsa hackerları da olmalı, değil mi?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
hayal gücüne bazen hayranım!

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Yıldızlar birer birer peşpeşe düşüyor...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Işıklarını arıyorlar belki de...


EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Varlık içinde yokluk ne demek?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Varlık içinde yokluk, yalnızlıktır...

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Önüne gelen ahkam kesiyor!

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Tanrı adaklarını kabul etsin!


EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Gece görüş mesafesiyle, sonsuzluğu nasıl hesap edebiliriz?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Pervasızca!


EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Tanrı’ya şirk koşmak nedir?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
"Tanrı’nın verdiği canı Tanrı alır" deyip,
öte yandan insanları darağacında sallandırıyorlar,
gördün mü?

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Canım neden acıyor...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Tanrı da ağlıyor...

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Şeytan ayrıntıda gizliymiş!

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Kuyruğu hariç!

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Bu dünyadan göçtükten sonra nasıl hatırlanırım acaba?

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
Bırak bu dünyayı da gideceğin yerde nasıl karşılanacağını düşün…

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
dünyaya tersten bakarsam; tersine döner mi herşey....

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
iki sayı çarpılınca matematik oluyor...
iki insanın çarpım sonucu aşk...
iki sayı bölününce matematik oluyor...
iki insanın bölüm sonucu ayrılık....

matematik neden bu kadar acıklı...

????


EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
umutlarımı konserve yapsam...
nefretlerimi reçel...
kalbim; kışı ucuz atlatır mı....

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
bence umutların tahin, nefretlerin pekmez olsun... kalbini de eklersek, muhteşem bir üçlü doğar... kışı rahat çıkarırsın!

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
insanlığa giden yolda trafik var...
toplu taşımaya mı geçsek...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
idrak yollarında, "toplu" katli vaciptir!!!

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!

perdeleri açınca; dünya doluyor penceremden...
ama; insanları süzemiyorum...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
insanların en hayırlısı, gören gözlere süzülebilendir…

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
(ya) saklanırsa mutluluk....

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
her saklanan bir sobelenme zamanı vardır.

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!

uçurtmalara atlayıp gitsek...
göçmen kuşlara yetişebilir miyiz...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
önemli mesafeler alabilmek için mevsiminde yetişmek gerek.

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!

kuklalarla oynatıcıları, birbirine dolanmış...
ayıramıyorum....


ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
kimin ipi kimin elinde türünden bir özgürlük sarmalı.
 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
"senin kalemin neden bu kadar karanlık" diye sordu kırmızı başlıklı kız...
"daha fazla insanı yok edebilmek için" diye cevap verdi kurt...
annem daha güzel masal anlatırdı...
neler oldu masallara...

ÜSTAD DEDİ Kİ
Evlat!
İnsanlara neler oldu...
 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
bir berber bir berbere; "gel beraber faili meçhullerin, faili meşrulara dönüşmeyeceği bir yere gidelim" demiş...
bu berber, kaç yıl yer...

ÜSTAD DEDİ Kİ
Evlat!
yer göstericiye vereceği bahşişle ilintili…

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
adaçayı; gribe iyi geliyormuş...
çiçekler; tribe...
ısırgan; ciğerlere....
ıspanak; kemiklere..
havuç; gözlere...
elma; mideye....
kendimi çok faydasız hissediyorum...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
sinirlere iyi gelen bir ıhlamur balı olduğunu hissedebilirsin…

EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
Ab ye gireyim dedim...
damsız almıyorlarmış...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
google’dan girmeyi dene bir de.
bir "tık"la ötende…

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
"şiddetle tavsiye etmek"....
ne demek....

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
algısal ve deneysel ruh salatası…

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
insanlığı kim "hack"ladı...


ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
haklının hakkını "hack"layan…

 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
kabul etmediklerim çoğaldıkça; ben anlam kazanıyorum...
ben anlam kazandıkça; red ettiklerim kabullenemiyorlar....
karmaşanın; neresinden dönsem kardır...

ÜSTAD DEDİ Kİ:
Evlat!
bu durumda, zararın tazminini üstlenecek olanlar anlam yitirecek demektir…
 
EVLAT DEDİ Kİ:
Üstad!
görünmez olursam; kendimden kaçabilir miyim...

???
<<1...345678910111213 14151617181920212223...100...200...267>>