chatcity - 3d chat

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

18 Mayıs 2024, Cumartesi 11:35

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

manolya41> Forum Mesajları
	manolya41'e ait Toplam 9827 Forum Mesajı var

<<1...100...200...300...381 382 383 384 385 386 387 388 389 390391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401...500...600...700...800...900...983 >>


manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Son Günlerin Çizgileri..> 14.Şub.2009 Cmt 21:32:12
	fiogf49gjkf0d

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Son Günlerin Çizgileri..> 14.Şub.2009 Cmt 21:29:49
	fiogf49gjkf0d

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Son Günlerin Çizgileri..> 14.Şub.2009 Cmt 21:29:13
	fiogf49gjkf0d

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Son Günlerin Çizgileri..> 14.Şub.2009 Cmt 21:22:12
	fiogf49gjkf0d

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Geyik Muhabbet >Komik Videolar, Klipler, Resimler, Karikatürler >Eğitimin Nasıl Olmalıdır Kime Göre?> 14.Şub.2009 Cmt 21:19:40
	fiogf49gjkf0d Eğitimin Nasıl Olmalıdır Kime Göre?

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Sarıldığımda Ağlayacağım> 14.Şub.2009 Cmt 15:38:53
	fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Sarıldığımda Ağlayacağım Her şeyde onun iyiliği ve güzelliği için çırpınır durursun. Öyle bir savaşa girersin ki onun için. Tek istediğin odur, ama bunu asla kendin için istemezsin; Onun için istersin. Ve senin uğruna ölebileceğin o insan farkına bile varmaz senin. Sense görmezsin bunu. Aldırmazsın ona. Elinden geldiği kadar yaşamaya çalışırsın o insanı. O insan görmez seni. Göremez... Öyle çok görmez ki seni bırakıp gitmek zorunda kalır bir gün. Farkına varmadığı gibi, senin etrafında olmanı da garipser, senin onu yaşamana engeller koyar. Seni kendisini terk etmeye zorlar her haliyle. Sen ölürsün. Ölüp ölüp dirilirsin o zaman. Kendinle savaşım içindesindir. Hala ona en iyisini veremediğin için gücenirsin kendine, Tanrı ya yalvarırsın hak etmeyen o insan için. Acılarını yüklenirsin. Ama o acılarını yüklendiğini bilmez, kendi acılarında boğulup daha çok acı verir sana. Ve o kadar çok kapar ki kapılarını sana, sen onu bırakmak zorunda kalırsın en nihayetinde... O insana veremeyişinde boğulup kahrolurken, o belki de sana dönmeye başlamıştır. Senin onu görmemen onun için ne acıdır. Ve seni ardında bıraktığı için nasıl acı çeker bilmezsin. Evet, yalnız terk edilenler değil terk edenler de acı duyarlar... Hatta belki daha çok acı duyarlar. Öyle çok yorgun düştüm ki seni ararken... Evet, hayatımı ve canımı koymuştum senin yoluna. Sense dönüp gittin. Sustun. Benim senin için gönderildiğimi görmedin bile. Ben seni her halinle, her şeyinle sevmiştim. Dört duvar arasına saklamalıyım ki günahlarımızı kimseler duymasın. Sonra etrafta profesyonel bir oyuncu gibi yürümeliyiz. Gecenin kan kızılı karanlığı çöktüğünde, yalanlarımızı saklar, sabahın o alaca karanlığına kadar mahkûm ederiz. Sonra ahkâm kesmeye başlarsın, onurunu kendinden daha aşağı gördüğün insanlara. Sanırım beni aşk diye kandıran, karanlığıma mavileri sokan sendin. O kadar güzeldi ki, bir bebeğin masum ahı var içinde, kandırılmış bir adamın hiç dinmeyen sızısı. Bırakmadım ara verdim yalnızca. Acı duyuyorum... Çünkü ben senin ikinci senin olamadım. Ben senden bir parça olamadım. Seninle olmayı beceremedim. Sendin bana kendini yasaklayan... Odamda hala sıcaklığın duruyor ve kimi zaman aldığın polar henüz senin kokunu atmamışken elime geliveriyor. İşte o an deliriyorum. Panik içinde kendimi dipsiz bir kuyunun içinde çırpınırken buluyorum. Duvarlar üzerime geliyor, oturduğum her zaman ki koltuk, beni içine çekiyor ve tişört boğazıma düğüm üstüne düğüm atıyor. Kara kaplı, beyaz sayfalı bir defterde kâğıt ile kalemin arasına giren yalnızlık şiiri gibiydik seninle. Şimdi sen yokken, benim önümde kaçak, yaşanmamış bir bahar duruyor. Ve yazın en uzun günleri. Biz olmasak da, şimdilik ‘zaman’ benimle idare ediyor. Geceleri uyumuyorum artık. Senin dahil olmadığın bir hayatı yaşamak, artık oldukça ağır geliyor… Ben yalnız başıma yetmiyormuşum meğerse bana. Her şeyi duyuyorum ve görüyorum. Seni bana anlatırlarken sanki başka bir insandan bahsediyorlar. Ben mi büyük anlamlar yükleyerek tamamlamıştım seni yoksa? Bana pişman olacak kadar bile zaman tanımadın. Oysa her insan geriye dönüp baktığında ‘acaba?’ sorusunu sormak ister. Tartışmak gereğini hisseder… İçinden çıkamayacağı durumlarda, bir virgül aralığında ‘kaçma hakkını’ kullanabilmek için. Bir olamayacağız biliyorum... Çünkü bunu istemiyorsun... Giderken beni de beraberinde götürdün. Öyleyse gidiyorum ben de... Sesini duymak istemiyorum. Bir daha telefon etmeyeceğim. Yüzünü zaten görmüyorum, görmeyeceğim. Şimdi sensiz ne mi yapacağım? Seni var olduğundan daha çok seveceğim. Evet. Vazgeçmeyeceğim sevdamdan... Terkedilmiş olsam bile vazgeçmeyeceğim... Her ayrılık unutmak anlamına gelmiyor. Gözlerim hala gözlerine değiyor, ellerim havada boşluğa uzanan umutları yakalamaya çabalıyor. Mutlu değildim, mutlu değilim, belki de hiç olmadım, olmayacağım… Bu arada, sen mutluysan tebrik ederim. Bir gün uykularımda rastlarsam sana, düşlerimde kendimi tutmayacağım. Seni o kadar çok özledim ki... Sarıldığımda ağlayacağım... Senin o güzel kalbini okşayacağım.

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >Merak Edilenler >SizCe MesaFeLer AşKı EnGeLLer Mi?> 14.Şub.2009 Cmt 15:32:30
	fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Mesafe aşka engel değil kuşkusuz ama gözden uzak olan gönülden de uzak olur cümlesini de unutmamak lazım, tabi bu kastettiğim bir kaç ay veya bir yıllık bir zaman diliminden ziyade daha uzun süreli ayrılıklar için geçerli, çünkü bu durum insana karşısındaki olmadan da yaşayabilmeyi öğretiyor, en kötü yanı da bu olsa gerek diye düşünüyorum.

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Bu da Sevgilisizler Günü Kutlaması!> 14.Şub.2009 Cmt 14:05:13
	fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Tüm dünya 14 Şubat Sevgililer Günü nü kutlamaya hazırlanırken, Londra da Sevgilisizler günü kutlandı. Londra burjuvası tarafından 1870 yılında kurulan Son Salı Cemiyeti nin organize ettiği bu olağan dışı partinin ana temasını ayrılık, hüzün ve yalnızlık oluşturuyor. 19. yüzyıldan kalma Tabarnackle Kilisesi nde gerçekleştirilen partinin özellikle Hıristiyanların uğursuz saydığı 13 ncü Cuma gününde düzenlendiği belirtildi. Partinin yapıldığı eski kilisenin girişi ve içine şans getirdiğine inandıkları için ölü sülün kuşları asan cemiyet üyeleri, içkilerin su gibi tüketildiği sevgilisizler gününde 1940 ve 50 li yılların cenaze elbiseleri, karadul, korsan, esir kıyafetleri gibi içinde hüzün ve ayılığı barındıran kostümlerle giydi. Program, "kalp yarası" ile ilgili bir seminer ile başlarken, ilerleyen saatlerde olabilecek en acıklı ve hüzünlü parçaları çalan Rus müzik grubu Mazaika, acıklı Rock parçaları ile Valantine Gothique gurubu, Hüzünlü Şiirler Derneği nin okuduğu acıklı şiirler, aktörlerin acıklı hikaye anlatımları ile davetliler sabahın erken saatlerine kadar hüzünlendi. Anti sevgililer günü konseptinde kutlanan bu olağandışı partinin en göze çarpan etkinliği ise ayrılmak isteyen çiftlerin boşanma belgelerini tüm deprasyonda ve yalnız diğer kişilerin huzurunda imzalamaları oldu. Ayrıca eski kilise içinde aşk evi adı verilen bir odada katılımcıların kostümleri ile oturup soğan doğrayarak, topluca ağmaları ise hem mizahi, hem görsel manada düşündürüp, güldüren görüntülere yol açtı. Boşanma belgesini kameralar önünde imzalayan prodüktör Ruth İlga, Artık inanılmaz rahatladığımı hissediyorum. Çok mutluyum ama bu partide mutlu olunamayacağı için soğan doğrayarak ağlıyorum" şeklinde mizahi bir yaklaşımda bulundu. Bu alışılmışın dışındaki batının "yeraltı partisi" tabiri ettiği gizli partiyi İHA ilk kez görüntülerken, Son Salı Cemiyeti Başkanı ve sanatçı Viktor Wynd, amaçlarının dünyada sadece sevgilisi ve eşleri olanların kutladığı sevgililer gününe alternatif olduğu için 1878 yılından buyana, cemiyetin her yıl yalnızların ve ayrılık acısı yaşamışların toplandığı bu partileri gerçekleştirmek olduğunu kaydetti. Wynd, konuklarına ağlamak için 101 neden başlığı ile dünyada üzülünmesi gerek şeyleri sıralayan birer liste dağıtıklarını ancak dünyada ağlamaya değer binlerce şey olduğunu, bu sebeple konseptlerinin ve verdikleri mesajın doğru olduğunu belirtti. Yazar Lucında Hawksley ve Müdire Diana Calvert, sevgililer gününün artık çok ticari olduğunu ve 14 Şubat tarihinde sevgilileri olmadığı takdirde depresyona girdiklerini, bundan dolayı sevgilisizler partisi sayesinde negatif duygulardan uzak, aynı durumdaki birçok insan ile ortak duyguları paylaşabildiklerini belirtti. Eski kilisenin üç ayrı odasında gerçekleşen bu olağandışı partiye yaklaşık 800 kişini katıldığı belirtilirken, sabahın ilk ışıklarına kadar hüzünlenen çoğu katılımcı, 14 Şubat sevgililer gününü uyuyarak geçireceklerini ifade etti. TIMES MEYDANI NA DEV KALP YERLEŞTİRİLDİ ABD nin New York kentindeki Times Meydanı na Sevgililer Günü dolayısıyla dev bir kalp yerleştirildi. Her gün binlerce turistin ziyaret ettiği ünlü Times Meydanı na konulan metalden yapılmış kalp şeklindeki figür, ziyaretçilerin hatıra fotoğrafı çektirmesi için tasarlandı. Kentin diğer önemli turistik yeri olan Rockefeller Center a da bir benzerinin yerleştirildiği kalbin, iki hafta boyunca Times Meydanı nda kalacağı bildirildi. New York taki 3 sanatçı tarafından önce yılbaşı ağacı olması için tasarlanan figürün, ilk proje zamanında yetiştirilememesi üzerine Sevgililer Günü için bir kalbe dönüştürüldüğü öğrenildi. Özel olarak ışıklandırılan kalp, sistematik şekilde 3 renk arasında değişiyor. Özel tasarımın maliyetinin 100 bin ABD Doları olduğu açıklandı.

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SEVGİLİLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN> 14.Şub.2009 Cmt 04:28:26
	fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d *Bir gün gözlerinde bir iz görürsem* Sana bakan gözlerden, Yanağında bir busenin noktasını görürsem, Beni öldü bil Ellerini başka bir el tuttuğunda, Umutların yıkılıp, kırıldığında, Gönlün, başka bir aşka kanat çırptığında, Öldür yüreğinde beni; ya da öldü bil Dudakların başka bir isim anarsa; Gözlerinde bensizliğin ışıltısı yanarsa, Kahrolup, yüreğin derinden kanarsa; Beni öldü bil sevda yelim Mahşerden bir ses çınlarsa kulağına, Beni öldü bil! Gece uykunda bir buse konarsa dudağına, Sessizce hıçkır; ve busenin izini sil Baharda yapraklar dökülürse, Yaz ortasında karlar önünü örterse, Bir gün ıssız bir yolda omuzuna birşey sürterse; Beni öldü bil! Ya da içinde beni öldür Oooffff! Sevgili yar; Ölürsem; beni sensizliğin kefeni ile, Sensizlik çukuruna gömsünler! Çünkü ölüm; Sensizliğin, göğe kanatlı tırmanışıdır

manolya41 Mesaj Gönder Forum Başlıkları		CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Cümlelerim Yitik Bir Yol Oluyor Ellerimde..> 14.Şub.2009 Cmt 04:22:00
	fiogf49gjkf0d fiogf49gjkf0d Cümlelerim Yitik Bir Yol Oluyor Ellerimde Umutlarımı tüketmeye başladım, beklentilerimin dar labirentlerinde. Yalnızlığa itildim, herkesin biraz faili olduğu suskunluklarımda, Gözkapaklarımın ağırlığına dayanamayan sevdamın eteklerinde sorguladım, Gözlerinin empatisinden yorgun düşen yoksun gözbebeklerimi. Bütün sensizliğime rağmen pes etmemeye inandırdım yeşillenen fidanlarımı, Yine de herkesin göremediği meftunluğumu yüreğimin derinliklerinde yakıyordum. Eşkâlime insafsızca yüklenen bir suçlu portresini çiziyordu sevgi yoksunu yürekler, Tüm failler muratlarına sevda çiçekleri ekerken, ben ağıtlarımda yüreğimi törpülüyordum, Kuzguni alacakaranlıklarımın telâşesinde bile boyun eğmedim sümbülî arsız bedenine. Yüreğinin güçsüzlüğüne bıraktım yakası açılmamış arlanmaz çocukluğumu, Mavilere hazırlıksız yakalanan yüreğime kefen dikmekte nasırlaşmış ellerim, Sen gibi mülevves bir vecihin temize çıkarmasının ağır bedelini ödeyememekte yüreğim, Seni sana gömerken, ayrılıklarımdan alıntı yapılmış koca bir yalanmış bağnaz gözlerin. Hapsettim artık kirpiklerimi yaramaz bulutlarımdaki iffetsiz sevdanın akkelebeğine. Yüreğimden hala sızan kanları ifşa edip hüküm giydirirken, gözyaşlarıma umut ilave ettim. Hüzünbaz sevilerimi okuduğum, yazdığım aşk romanlarında itham edip darağacına gönderdim. Hangi derunî ellerin zorlamasıyla alındı içimdeki sana hasret serseri yeniyetmeliğim? Her cümlemin sonunda kırılan düşlerime boyun eğip sessizliğimin secdesine baş koydum. İçimdeki hesapsız ganimet mağlubiyetlere forsa edildi, yargısız hükümsüzlüklerde, Hafifmeşrep kahkahaların gece yarıları ürkütürken kan ter içindeki bedenimi, Sen benimle oynadığın sevda martavalının hangi sayfalarında gömülü kaldın? Kanlı bir savaşın içindeyken sensizliğim, bende unuttuğun sen, hayâsız gülümsemelerde, Sensiz geçen yıllarım gebeyken sevdamın koynunda, cümlelerim yitik bir yol oluyor ellerimde. Devrildim kaldım öylece, seni özledikçe koşuyorum o eskimeyen sensiz ama bizim olan mabedimize. Rengini kaybetmiş ebemkuşağına emanet ettim içimde güneş girmeyen bilinmezliklerimi, Babama alışamamışken, seni; peşin sıra Cananımı kaybettim ansızın ak düşen saçlarımda. Yerimde olsaydın, yamayamazdın noksanlıklarını sana yüz çevirmeyen çocukluğumda. Gitmelerine ramak kalmış, alışılmış haşaratlığının koynunda sarıldım hep satırlarıma. Koca bir doldurulamayan boşluktan ibaretsin artık içimde ki tüm senli hücrelerimde…