ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
2 Haziran 2024, Pazar 12:51   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  HoKKaBaZ> Forum Başlıkları
    HoKKaBaZtarafından açılmış Toplam 901 Forum Başlığı var
<<1234567 891011121314151617...91>>


HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >Kupa Kızı ve Sinek Valesi
  21.Haz.2009 Pzr 01:54:37

Yıkılsın bu dalgalar, gemiler dağlarda çarpışsın. Ağlayan denizler bulutlara dökülsün. Ellerim boğazıma sürünsün, yutkunayım... Buğulu buğulu her taraf... Yavaş yavaş kararıyor gökyüzü... Rüzgarlar fırtınaları sürüklüyor peşinde, haberin içindeyim.

Şimdi ben neyleyim köşkü?

Çığlık çığlık yutkunuyorum, rüzgarlar sürüklüyor fırtınaları dalgalara... Kör oldum, göremiyorum...

Titrek ellerim var, bir de Sinek Valesi elimde...

Sessizliğe alışık değilim, vur beni dalgalara...

Parmak uçlarında yürüyorum en derin yerlerinde senin. Boyumu aşıyor, korkmadan yaklaşıyorum sana, çok az kaldı... Ölmekten korkuyorum dokunamadıktan sonra sana...

"SEVGİLİM YALAN SÖYLERSEM

 Sevgilim yalan söylersem sana
 Kopsun ve mahrum kalsın dilim
 Seni seviyorum demek bahtiyarlığından

 Sevgilim yalan yazarsam sana
 Kurusun ve mahrum kalsın elim
 Okşayabilmek saadetinden seni

 Sevgilim yalan söylerse sana gözlerim
 İki nadim gözyaşı gibi avuçlarıma aksınlar
 Ve göremesinler seni bir daha

 NAZIM HİKMET"

 Sinek Valesi



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Bir de imansız olsaydık!..
  21.Haz.2009 Pzr 15:18:41

Bir de imansız olsaydık!..

"Temizlik imandan gelir" diye büyüdük.. Ne kadar güzel, ne kadar önemli bir laf.. Başka bir milletin dilinde var mı bilmem?..
İnançlıysan, tanrıya inanıyorsan, temiz olacaksın. Onun birinci emri bu.. Büyüdükçe, hele de müftü dedemden Müslümanlığın kurallarını dinledikçe, dinimizin temizliğe gerçekten ne kadar değer verdiğini, temizlikle ilgili ne kadar çok kural koyduğunu da öğrendim.. Şimdi, nüfusunun yüzde 99 unun Müslüman olduğu her fırsatta söylenen bir ülkede yaşıyoruz.. Etrafın "Bal dök yala" olması gerekmez mi?.
Sokakları pırıl pırıl, ter kokmayan, giysileri, eski, yamalı da da olsa tertemiz insanlarla dolu bir ülke.. Öyle miyiz peki?..
Hele de İstanbul öyle mi?..
Bir zamanlar İngiliz Başbakanı Margaret Thatcher "Bu ülkenin vatandaşı olduğum için utanıyorum" demişti, Londra sokaklarının pisliğine işaret için.. Thatcher Türk olsa ve bu İstanbul da yaşasa ne derdi acaba?..
Pislik kol geziyor.. Umursamazlık da..
Hani o temizlik duygularını kalplerindeki imandan alan insanlar büyük bir pervasızlıkla kirletiyorlar. Bekliyorlar ki, belediye gelsin temizlesin..
Mümkün mü?.
Dünyanın en büyük belediye temizlik gücünü kursanız yetmez.. Herkesin peşine bir çöpçü dikecek haliniz yok ya..
Sabah kapıdan çıkıyorum.. Hani "Eğitim gelecek ve bu sorunlar bitecek" ya.. Cart kâbakağıt.. Bu ülkenin eğitim düzeyi en yüksek sitesinde oturuyorum.. 3 çocuklu bir ailenin ev kirası diye ödediği parayı da, site masrafı diye her ay yatırıyorum.. Karşılığı temiz bir sitede oturmak.. Yönetim müthiş çalışıyor, yukarda Allah var.. Tonla görevli dolaşıyor 24 saat.. 10 metre arayla çöp kutuları.. Dolaşma çıkarılan köpeğin pisliğini toplayacak alet ve edavat dahi asılı direklerde..
Daha ne yapsınlar?..
Ama kapıdan çıkıyorum, daha ilk adımda bir köpek pisliği.. Lök gibi duruyor karşımda.. Midem bulanıyor.. Arabama yürüyorum.. Kaldırımlar, yol kenarı izmarit dolu.. İçip içip, yola, kendi yaşadıkları, çocuklarının koştukları yola atmışlar.. Hemen ordaki kutulara değil..
Hey eğitim, sen nelere kadirsin..
Yolda bir kavşakta duruyoruz.. Önümde bir BMV.. 34 UY 2020.. Ön camı açılıyor.. Bir kol uzanıyor ve izmariti sokağa bırakıyor.. Eee.. Haklı.. Onca para ödeyip aldığı BMV nin kül tablasını kirletecek değil ya.. Sokaklar ne güne duruyor..
"Hay Allah" derken, gözüm yana takılıyor.. Bu defa da 34 EJ 7836!.. Eylem ayni.. Ön cam açılıyor ve izmarit sokağa..
Gazeteye yaklaşıyoruz. Trafik sıkışık.. Biraz geride duruyorum. İki adım yürümenin kimseye zararı yok.. Öyle sansınlar..
Gazetenin komşusu bir oto galerisi var.. Bakmayın.. Ana caddelerde galeri yasak.. Palavra.. Galerilerin hepsi ana caddelerde ve yayaya ayrılmış kaldırımlarda bu kentte.. Ne vilayet başa çıkabiliyor, ne belediye.. Vatandaş caddenin, trafiğin içinde yürüyor, mecburen, ölüm tehlikesi içinde.. Birden "Şar" diye bir ses.. Galerinin temizlikçi çocuğu eğitimini iyi almış.. İmanında temizlik var. Sabah sabah duran arabaları yıkamış, bir leğen sabunlu suyla.. Ve o sabunlu ve kirli suyu, Barbaros Bulvarının kaldırımlarına boşaltıyor "Şar" diye.. Utanmadan, sıkılmadan ve korkmadan.. Çünkü bu yüzden kendisine ceza gelmeyeceğini biliyor.. Patronundan da azar işitmeyecek. Tersine "Aferin" alacak.. "La havle" deyip, gazeteye yaklaşıyorum.. Sabah ın önü İstanbul un en büyük kül tablası.. Müthiş bir oyun icad edip oynayabilirsiniz.. İzmarite basmadan yürüme oyunu.. Kimse kazanamaz ama.. Bina içinde içmek yasaklandı ya.. İstanbul halkına örnek olacak, İstanbul u temiz tutmanın mücadelesini bu gazete sütunlarında verecek olanların, kendi binalarının önüne bakmak yeterli, bu kentin niye umutsuz olduğunu anlamak için.. Goethe halt etmiş, "Herkes kendi evinin önünü temizlese" diyerek..
"Herkes kendi önünü kirletmese" dese yeterdi.. 19 temmuzda tüm ülkede bina içinde içmek yasak olunca, Avrupa Kültür Başkenti İstanbul un, dünyanın en büyük kül tablası olacağını hep birlikte göreceğiz.. ..Ve gazeteye giriyorum.. Bugün Cuma.. Neşeli bir hafta sonu, tatil, cumartesi yazısı yazmak için size, oturuyorum masama..
Buyrun yazdım işte.. Okurken ne kadar neşelendiğinizi tahmin etmem zor değil!..
 
Hıncal Uluç, 20 Haziran 2009


HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >`Kiraz yerken içinden kurt çıktı? Ne yapmam lazım?´
  21.Haz.2009 Pzr 17:10:34

Ne zaman kiraz yemeye kalksam meşhur Yeraltı Canavarı filmi gelir aklıma. Kirazın içindeki kurtçukları senelerdir ona benzetirim. Yalnız bir fark var; av ve avcı yer değiştirmiş.

Uzun seneler kirazın içine bakmayı hiç akıl etmedim. 4-5 senedir bakarım kirazın içerisine, ama kurt bulma oranım bi hayli yüksek. Yüzdeli çalışıyorum denebilir. Kiraz yerken birtakım önlemler almam kaçınılmaz oldu dolayısıyla. Bu seneki ilk içini açtığım kirazdan da bir yaratık çıkması dehşete düşürdü beni.  Ya o canavarı yeseydim?  (Sanki biraz abarttım. )

Kirazdaki canavarla baş etmenin yolunu 1 adet ele alınan bıçakla tek tek yenilecek olan kirazları ikiye ayırmada buldum ben. Tabii görenler "Savaşa mı gidiyorsun? Protein o protein..." dese de aldırış etmiyorum, en azından içim rahat.

Biraz araştırma yaptım kirazın içindeki canavar hakkında:

KİRAZ SİNEĞİ

Zararı : Kirazlarda sapa yakın kısımlarda kahverengi ve yumuşak kısımlar görülür. Meyve çekirdeği kolaylıkla etli kısımdan ayrılır. Böyle bir meyve açıldığında içerisinde 4-6 mm. boyunda bir tarafı sivri silindir şeklinde beyaz renkte başsız ve ayaksız kurt (larva) görülür. Bazen de bir meyvada birkaç kurt (larva) bulunabilir. Kurtlu meyveler yumuşar ve çekirdek civarındaki meyve eti çürür.
Etmeni : Kirazlarda kurtlanmağa kiraz sineği (R.cerasi) larvaları sebep olur. genellikle siyah parlak bir görünüşte olan sinek takriben 5 mm. boyundadır. Şeffaf olan kanatları üzerinde siyah renkte 3 bant bulunur. Son bant kanadın sonuna kadar uzanır. Sineğe üstten bakıldığı zaman Thorax ın üzerinde derhal görülebilen sarı renkte bir çıkıntı göze çarpar. Toprakta kışı geçiren puplardan sinek iklime bağlı olarak Nisan ayı ortaları ile mayıs ayı içinde ortaya çıkar. Sinek çıkışından takriben 8-10 gün sonra yeni renklenmeye, olgunlaşmaya başlayan meyveleri deler ve yumurtasını bırakır. Dişi sinek yumurta borusu yardımiyle her meyve içerisine yumurtalarını teker teker bırakır. Yumurtalar beyaz renkte ve ince uzun elips şeklindedirler. Bir dişi sinek ortalama 40 civarında yumurta bırakır. Sinek meyve üzerinde ekseriya yumurtalarını sapa yakın yerlere bırakır. Yumurtadan birkaç gün sonra larva (kurt) çıkar ve kirazın etli kısmını yiyerek çekirdeğe kadar gelir. Larva takriben 2-4 hafta meyve içersinde kalarak gelişir. Nihayet daha sonra genellikle meyve sapına yakın yerden meyveyi delerek çıkar ve kendini toprağa bırakır takriben 3-4 cm. derinliğinde kısa bir müddet içersinde pup olurlar. Kışı toprakta pup olarak geçiren haşere ilkbaharda hava ısısına bağlı olarak Nisan ayı ortalarından sonra sinek olarak ortaya çıkarlar. Kiraz sineği erkenci çeşitlerden ziyade daha sonra olgunlaşan geç çeşitlerde zararlı olur. başta kiraz olmak üzere vişnelerde de görülürler.

Ekonomik önemi : Kiraz baharın ilk satışa arzedilen meyvelerinden biri olması nedeniyle geniş satış imkânına sahiptir. Kurtlu olması nedeniyle alıcı bulamaması yanında lezzeti bozulur, dayanıklığı da azalır. Yarı geç ve geç çeşitler önemli zararlar görürler.

Mücadelesi : İlaçlı mücadele önerilir.Kiraz sineği mücadelesini uygun zamanda yapmaya dikkat etmelidir. İlk sinek çıkışından takriben 7 gün sonra ilâçlamaya başlamak gerekir.

Kaynak: https://www.bahce.biz/zararli/hastalikzararli/kirazsinegi.htm

Kiraz yerken yapmamız gerekenler:

*Kirazın içini açmazsak böyle bir sorunumuz olmaz. Yediğimiz önümüzde yemediğimiz arkamızda olan durumdur bu. Çoğunlukla tercih edilir, ama yarım torba kiraz yedikten sonra "Dur bi tanesinin içini açayım." denildiğinde kirazdan nefret edinilebilir.

*Dolayısıyla lavaboya yakın bir mekan seçilmelidir.

*Eskilerin kirazı karanlıkta yeme sebebiymiş kurtlu çıkma ihtimali. İsterseniz bir de siz deneyin bu yöntemi. Belki iyi gider.

*Kiraz yemeden önce kirazın içinde kurt olup olmadığını anlamak için mr çektirin. Yalnız kiraza mr çektirirken ruh sağlığınızın bozuk olduğu şüphesiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Bölümü`ne ziyarete gidebilirsiniz.

Bu kurtlu kiraz mevzusunun dini yönünü de araştırdım. Denilene göre torbadaki birkaç kirazda kurt çıkarsa diğer kirazların içini açıp da yemek caizmiş.

Hayvan hakları yönünden vahim bir durum, bu konuya hiç girmeyeyim. :)

Ya da siz en iyisi "Kiraz kurt yemeğidir." deyin ve başka meyvelerle ilgilenin.

 

Not: Bu yazı hazırlanırken kiraz yiyordum.



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >İlginç Videolar, Fotoğraflar, Grafikler, Sunumlar >Suyla Oynaşmalar
  22.Haz.2009 Pzt 17:17:17

Resmin üstünde fareyi gezdirdikten sonra resmin altindaki next`e basarsanız devamı gelir...

Burayı tıklayın

 



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Doğru Erkek
  3.Tem.2009 Cum 18:08:32

Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış,
kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış.
Lambadan cin çıkmış ve,
-"Sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün, öyle dile" demiş.

Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak:
-"Bütün dünyada zulmün, savaşın, açlığın bitmesini istiyorum.
Bu haritadaki ülkeleri görüyor musun?
Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, her yere barışın
gelmesini diliyorum" deyivermiş.

Cin haritaya bakmış ve dehşetle;
"-Allah aşkına Kadın!? Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar.
Tamam, işimde iyiyim ama o kadar da değil!
Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Başka bir dilekte bulun?" diye bağırmış.

Kadın birkaç dakika düşünmüş ve
"Hayatım boyunca doğru bir erkek bulamadım.
Bilirsin; hem ince düşünceli, hem dürüst, hem karizmatik,
hem eğlenceli biri, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadık olacak
bir erkek diliyorum" demiş.

Cin derin derin bir iç çekmiş:

-Uzat şu kahrolası haritayı!



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Ahmedinecad`ın Obama`ya sinek cevabı
  8.Tem.2009 Çar 22:54:44

Ahmedinecad`ın Obama`ya sinek cevabı

Katıldığı televizyon programında kendisini rahatsız eden sineği tek harekette öldürerek gündeme gelen ABD Başkanı Barrack Obama nın bu hareketine, ABD ile ilişkileri uzun süredir gergin olan İran ın Cumhurbaşkanı Ahmedinecad dan cevap gecikmedi.

İran Cumhurbaşkanı, açık havada yapılan ve televizyondan canlı verilen yayında kendisini rahatsız eden kelebeği yakalamayı başaramadı.

Beklenmedik anda ani bir hareketle kelebeğe hamle yapan Ahmedinecad ın, kelebeğin kaçması üzerine moralinin az da olsa bozulduğu görülüyor.

         

Kaynak: Milliyet İnternet



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Kültür Sanat Hobiler >Önemli Bilgiler >`Asitsiz kolaya kola demem ben!´
  10.Tem.2009 Cum 15:12:31

Merhaba kola severler;

Tüketici sorunlarına değinmeye devam ediyorum bu hafta da... Ve diyorum ki: Artık kolaların asidi kaçmayacak!

Ama önce kolanın faydalarına gözatmakta fayda var:

*Yaz, kış, ilkbahar, sonbahar... Mevsimi yoktur, her an her yerde soğuk soğuk içilebilir.

*İçildiğinde cesaret verir; cillop gibi hanımefendilerin yanına gidip "merhaba" dersiniz.

*Zihin açmaya birebirdir; delip geçer, zihin bırakmaz.

*Araba cantı parlatmada çok işe yarar, mutlaka deneyin.

*Trafik kontrollerinde alkolsüz çıkmanıza yardımcı olur, ehliyetinizi korur.

*Alkollu bir gecenin sabahında mideyi rahatlatır, damarları temizler, dudakların kuruluğunu alır, suratı gülümsetir.

*Yakaların dik durmasını sağlar.

Kola kriziniz tuttu, bir yerlerden kola bulmanız lazım. Neler yapmanız lazım?

Öncelikle kola alabileceğiniz bir bakkal, market bişe bulmalısınız. Bulduktan sonraki en önemli şey alacağınız kolanın dolaptan olmasıdır. Güneşin alnındaki kolayı size itelemeye çalışacaktır bakkalcı, aman dikkat edin bu çok önemli bir husustur. Siz dolaba yönelin ve dolaptaki kolaların içinden en soğuk olanını ve kutu olanını isteyin. Unutmayın kutukola asit bakımından zengindir ve daha soğuktur. Bakkalcı sizi başka bir ürünle ikame etmeye çalışırsa kabul etmeyin. Muhtemelen dolap çalışmıyodur, o dükkanı zaman kaybetmeden terkedin.

Başka bir dükkanda bulduğunuz buz gibi kolayı ilk bulduğunuz gölgede açın. "Çosssssssss!" diye bir ses duyuyorsanız aldığınız kola içilecek koladır. Ama yok "Fısss!" diye ses duyarsanız, seçimlerinizde hata var demektir. Tekrar deneyin...

Açılmış bir kolanın asidini koruyabilmek için neler yapmalıyız?

*Aldığınız kola 1 litreden fazla olmazsa asidini uzun süre muhafaza edebilirsiniz. Kutukolayı öneririm; en soğuk çok asit...

*Kolanın soğuk tutulması asidi korumaya yardımcıdır. Deney: 2 kutukola alınır. Biri güneşin alnına, diğeriyse buzdolabına konur. Bir süre sonra iki kolayı karşılaştırın, aradaki farkı göreceksiniz.

*Oldu ya bir hatadır yaptınız; 1 litre üzerinde bir kola aldınız onu bitirmek için çaba harcamalısınız. Kaçan asidi kovalarcasına bir dikişte bitirin kolayı.  Yoksa ziyan olur kalan kısmı...

*1 litre üzeri bir kola aldığınızda bitiremiyorsanız; şişeyi kapatırken sıkarak kapatırsanız asidin kaçmasına engel olabilirsiniz. (Tükettiğiniz kısmın havasını alacak şekilde şişeyi ortadan sıkıp, kalan kolanın şişenin ağzına doğru geldiğini gördüğünüzde kapağını kapatmalısınız.)

Ya da bu tavsiyelerin hepsini boşverin. Kola düşmanı olun, içmeyin. Mideniz delinir, ölürsünüz falan.

Not: Buz gibi kolamı yudumluyordum bu yazı hazırlanırken.  Eskiyi hatırladım da, forumda bir şişe vardı vakti zamanında... CC03`e selam burdan. 



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Medeniyetin arttırdığı hastalık: Bel fıtığı
  16.Tem.2009 Per 23:22:43
 

Medeniyetin arttırdığı hastalık: Bel fıtığı

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Bütün, insanların medenileştikçe hareketlerinin kısıtlandığını ve bunun bel fıtığına yol açtığını söyledi.

ANTALYA - Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bülent Bütün, bel fıtığının, toplumların medeniyetleşmesi sonucu hareketlerinin kısıtlanması ve insanların bel sağlığına yeterince önem vermemesi nedeniyle arttığını bildirdi.

Prof. Dr. Bülent Bütün, bel fıtığını, omurlar arasındaki disklerin bir nedenden dolayı bozulması ya da yaş icabıyla dejenere olup, özelliğini kaybederek balonlaşması ve bu balonlaşma sonucunda balonların yönüne göre değişik klinik şikayetler vermesi olarak açıkladı.

Günümüzde bel fıtığının sık görülen fakat fazla bilinmeyen bir problem olduğuna işaret eden Bütün, Bu hastalığın yaygınlaşması ve görülme yaşının giderek daha aşağıya inmesinin nedenlerinden biri, insanların, toplumların medeniyetleşmesiyle hareketlerinin kısıtlanmasıdır dedi.

Oturarak iş yapmak, her yere arabayla gitmek gibi medeniyetin getirdiği sorunların insanları, kasları yeterince kullanmamaya ittiğini vurgulayan Bütün, bu durumun, yükü omurgaya bindirdiğini söyledi. Bel sağlığına önem verilmesi, kontrolsüz ve ani hareketler yapılmaması uyarısında bulunan Bütün, bel fıtığının daha çok orta yaş grubunda görüldüğünü belirtti.

Hastalığın kadınlarda görülme oranının erkeklere göre daha yüksek olduğuna işaret eden Bütün, bunu, insanların kendilerini genç hissedip kaslarını zorlayacak hareketlerde bulunması ve kadınların kaslarının erkeklere göre daha zayıf olmasına bağladı.

KORUYUCU TEDAVİ ÖN PLANDA OLMALIDIR

Bel fıtığındaki tedavi yöntemlerinin iki türlü düşünülmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Bütün, şu bilgileri verdi: Hastalığın tedavisinden çok, bel fıtığının olmaması için nelerin yapılması gerektiğinin bilinmesi önemlidir. Koruyucu tedavi ön planda olmalıdır. Kasların gücünü korumak gerekmektedir. Yeterli düzeyde hareketler yapılmalı, beli zorlayan hareketler yapılmamalıdır. Dengeli yük taşınması, bele çok aşırı yük vermeden yüklerin nasıl kaldırılması gerektiği insanlara öğretilmelidir.

BEL FITIĞI SUİSTİMAL EDİLEBİLEN BİR KONU

Bel ağrısı olan insanların doktor olmayan kişilere gittiğini bu yöntemlerin sağlıklı olmadığını belirten Prof. Dr. Bütün, Bel fıtığı suistimal edilebilen bir konu. Bel ağrısı olan insanlar doktor olmayan kişilere tedavi olmaya gidiyor. Bu tedaviler sağlıklı değildir. Hastalara zarar veren tedavilerdir dedi.

Bütün, çoğu bel fıtığında ameliyata gerek olmadığını, fıtıklaşmış bir diskin bozulduğunu ve eski haline gelmediğini, vücudun kendi bildiği yöntemlerle dejenere olmuş diski, orada kireçleme yaparak tamir ettiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: https://www.ntvmsnbc.com/id/24984007



HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Dumansız yaşam başladı
  19.Tem.2009 Pzr 13:32:53
Türkiye’de bugünden itibaren kamuya açık alanlar ve toplu taşıma araçlarının yanı sıra bar, kafe, kahvehane, meyhane gibi yerlerde de sigara içilemeyeek. “Tiryakiler”in bir kısmı yasağın ağır olduğunu savunarak tepki gösterirken, tartışmalar henüz bitmiş değil. İşte tartışmadan çıkan 40 soruya “yeni dumansız dönemin” 40 yanıtı:

1- Pazar günü yürürlüğe girecek sigara yasağının yasal dayanağı ne?
- TBMM’de 3 ocak 2007’de kabul edilen ve hükümlerinin bir bölümü 19 Mayıs 2008’de yürürlüğe giren 5727 sayılı Kanun.

2- Yasağın uygulanacağı “kapalı yer” tanımından nereleri anlamalıyız?
- Kapalı yer, “Sabit veya seyyar bir tavanı veya çatısı (çadır, güneşlik vb.) olan, kapıları, pencereleri ve giriş yolları dışında bütün yan yüzeyleri geçici veya kalıcı olarak tamamen kapatılmış alanlar ile tavanı veya çatısı olup yan yüzeylerinin yarısından fazlası kapalı bulunan yerler” olarak tanımlanıyor.

3
- 19 Temmuz’da nereler yasak kapsamına girecek?
- Kahvehane, birahane, kafeterya, nargile içilen yerler, lokantalar, dernek ve vakıflara ait lokallerin kapalı alanları, ilk ve ortaöğretim kurumlarının tüm açık ve kapalı alanları, açık havada yapılan spor, kültür, sanat, eğlence faaliyetleri.
4- Yasağa itiraz nereden kaynaklanıyor?
- Turizmciler ve esnaf odaları, yasağın bar, kahvehane ve lokanta gibi gibi işletmelerde ekonomik krizi körükleyeceğini savunuyor.

5- Kahvehane ve birahane gibi yerlerde yasak niye şimdi yürürlüğe giriyor?
- Bu gibi mekanlarda yasak, işletmecilerin uyum sağlayabilmesi için ertelenmişti.

6- Sigara yasağından muaf kapalı yerler nereler?
- Huzurevi, akıl hastanesi, cezaevi, şehirlerarası veya uluslararası denizyolu araçlarının güvertelerinde sigara içmek serbest olacak.

7- Buralarda bu serbestlik nasıl uygulanacak?
- Yaşlı bakım evlerinde, ruh ve sinir hastalarının yatarak tedavi gördüğü birimlerde ve ceza infaz kurumlarında toplam alanın yüzde 10’unu geçmeyecek şekilde tütün ürünleri tüketilmesine mahsus alanlar oluşturulabilecek.

8- Bar ve kafelerin bahçeleri de mi yasak kapsamında olacak?
- Hayır. İşletme sahipleri; sigara dumanının iç bölümlere girmesine, açık havada oturan sigara içmeyen müşterileri rahatsız etmesine engel olursa ceza almayacak.

9- Restoran ya da barda üstü tenteyle kapatılan bahçede sigara içilebilecek mi?
- Hayır. Üstü çadır, güneşlik gibi şeylerle kapalı olan yerler “kapalı alan” olarak değerlendirilecek.

10- Barlarda “sigara odası” olacak mı?
- Hayır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı nezdindeki ısrarı sonuç vermedi.

11- 19 Temmuz’dan itibaren stadyumlarda sigara içilemeyecek mi?
- Düzenleme, açık havada yapılan spor tesislerinde sigara içme alanlarının oluşturulmasına olanak sağlıyor. Sigara içilebilen seyir alanları toplam alanın yarısını geçemeyecek.

12- İşyerlerinde sigara odaları ne olacak?
- İşyerlerindeki sigara odaları, ilk düzenlemeyle zaten yasaklanmıştı.

13- İşyerlerinin yakınında sigara içmek mümkün mü?
- İşyerlerinin yakınlarında belirlenen açık alanlarda sigara içilebilecek. Ancak üstü kapatılmış ya da yan yüzeylerinin yarısından fazlası kapalı olan yerlerde sigara içilemeyecek.

14- İşyerindeki yangın merdiveninde sigara içilebilecek mi?
- Hayır. Balkon ve yangın merdivenlerinde sigara içilemeyecek.

15- Evde sigara içilebilecek mi?
- Yasa özel konutları kapsamayacak. Ancak apartmanların merdiven boşlukları ve asansörlerinde sigara içilmeyecek.

16- Toplu taşıma araçlarında sigara içilebilecek mi?
- Karayolu, demiryolu, denizyolu, havayolu toplu taşıma araçlarında ve taksilerde sigara yasak olacak. Şehirlerarası ya da uluslararası gemilerin güvertesinde sigara içilebilecek.

17- Kuaför ya da işhanı içinde sigara içilebilecek mi?
- Hayır. Yasak açıklanan durumlar dışında tüm kapalı alanları kapsıyor.

18- Restoranda sigara içen kişi, ceza ödemesi halinde sigara içmeye devam edebilecek mi?
- Hayır, bir kişiye art arda ceza kesilebilecek.

19- Sigara içilebilecek kapalı alanlardan sayılan yerlerde çalışanlar, örneğin bir gardiyan kapalı alanda içebilecek mi?
- Hayır. Düzenleme, bu yerlerde çalışanlara kapalı alanda sigara içme hakkı tanımıyor.

20- Yakınını ziyaret için cezaevine gidenler buralardaki sigara içme alanlarından yararlanabilecek mi?
- Hayır.

21- Otelde sigara içilebilecek mi?
- Sigara tiryakileri, kendileri için belirlenen odalarda kalabilecek.

22- Sigara yasağına uymayanların cezaları ne olacak?
- Yasak yerde sigara içen kişilere 69, içiren tesislere 560-5600 TL arasında ceza kesilecek. Yasağı uygulamayan tesis, ilkinde uyarıyla kurtulacak. Ceza caydırıcı olmazsa artırılacak.

23- Yere izmarit atan ceza ödeyecek mi?
- 25 TL ödeyecek.

24- Sigara reklamı serbest mi?
- Sigara markalarının ismi kullanılarak reklamı yapılamayacak. Sigara firmaları logolarını kullanarak promosyon yapamayacak.

25- Sigara alışverişinde kısıtlama var mı?
- Evet. Sağlık, eğitim ve öğretim, kültür ve spor hizmeti verilen yerlerde, hastanede ve üniversite kantininde tütün mamülleri satılmayacak.

26- Sigara alışverişinde yaş sınırı ne olacak?
- Sigara alan da satan da 18 yaşından küçük olmayacak.

27- Yasaya uyulup uyulmadığını kim denetleyecek?
- İlgili işletmeler; sağlık, emniyet, milli eğitim müdürlükleri ve belediyelerden toplanacak personelden oluşturulan denetim ekiplerince denetlenecek. Bu ekiplere şehirde polis, kırsal bölgede jandarma eşlik edecek.

28- Sigara denetçisi nasıl anlaşılacak?
- Denetçi yanında kimlik kartı taşıyacak ve istenmesi halinde gösterecek.

29- Denetim ekipleri şikâyete bağlı mı çalışacak?
- İhbarları değerlendirerek yasağın ihlal edildiği yerlere gidecek olan denetim birimleri, rutin kontroller de yapacak.

30- Nargile içilen kafelerin durumu ne olacak?
- Bahçede sigara içme esaslarına uyduğu takdirde bu mekanlarda nargile içilebilecek.

31- Müşteri kapalı alanda sigara içerse restoran sahibi ne yapacak?
- Önce müşterisini uyaracak. Uyarıyı dikkate almayan müşteriye garson servis yapmayacak. Bu etkili olmazsa polisi arayacak. İşletme sahibi, polisi ikna için fotoğraf ve video çekebilecek.

32- Sigara içilen restoranı görmezden gelen polise ne olacak?
- Kanunla kendilerine yüklenen görevleri yerine getirmeyen memurlar ve kamu görevlileri hakkında cezai ve disiplin hükümleri uygulanacak.

33- Yasaktan, makam odasında sigara içen kamu yöneticisi muaf mı?
- Hayır. Amiri sigara içerken gören vatandaş şikâyet edebilecek.

34- Yasa kamu çalışanlarına başka ne yükümlülük getirecek?
- Odasında sigara içildiği izlenimi veren çakmak ve kül tablası bulunduran memur, bu nesneleri kaldırması yönünde uyarılacak.

35- Restoranda kesilen cezalar masa başına mı, kişi başına mı olacak?
- Masada sigara içen her kişi için ayrı ayrı para cezası kesilecek.

36- Yasak alanda sigara içip ceza parası çıkışmayanlar ne olacak?
- Ekonomik durumu uygun olmayanın cezası 4’e bölünecek.

37- Cezaya itiraz eden ne yapacak?
- Kesilen cezanın haksız olduğunu düşünen vatandaş, 15 gün içinde mahkemeye başvurursa, yargı süreci sonuna kadar cezası tahsil edilmeyecek.
38- Cezaya itiraz eden vatandaşa karşı polis ne yapacak?
- Yasayı ihlal eden kişinin cezaya itiraz etmesi halinde denetim ekipleri, fotoğraf ve video görüntülerini delil olarak kullanabilecek.

39- İhbarlar nereye yapılacak?
- 184 numaralı ALO SABİM hattı aranabilecek. 155 Polis İmdat ya da 156 numaralı jandarma hattı aranabilecek. En yakın kolluk kuvveti birimi de ihlalle ilgilenmekle yükümlü olacak.

40- Yasa ihlalini tekrar eden vatandaşa hapis, işletmeye kapatma gelecek mi?
- Hayır. Para cezaları yinelenecek.

Milliyet


HoKKaBaZ

HoKKaBaZ resimleri


Mesaj Gönder
Forum Mesajlari

  CC-Forum> Haber >Güncel haberler >Çalık ile Ciner, Doğan´ı Dövebilecek mi?
  27.Tem.2009 Pzt 16:07:18

Çalık ile Ciner, Doğan’ı Dövebilecek mi ?

Medya’da uzun süre sonra yeniden medya savaşı başladı. Çalık Grubu, Ciner Grubu destekli kroşelerle Aydın Doğan’ı nakavt etmeye çalışıyor. Peki Doğan nakavt olacak mı ?

Medya savaşları, Türk basın tarihinin, ayrılmaz parçasıdır. Bu savaşlarda, son 25 yılda kavga eden her iki tarafta biri, daima Aydın Doğan olmuştur. Aydın Doğan genel olarak da, ilk kurşunu atan taraf olmuştur.

Medyada rekabetten pek hoşlanmayan  Aydın Doğan, palazlanan rakiplerine, ilk açığını  bulduğunda çakmıştır. Tabi  bu çakmalar asla medya savaşı olmayıp !! daima temiz medya adına yapılmıştır : ))

Son 5 gündür yeni bir medya savaşı başladı. Ancak bu kez Aydın Doğan  ilk kurşunu atan değil, kurşunu yiyen. Ahmet Çalık’ın Sabah Gazetesi Aydın Doğan’a  vurup duyuruyor.

Konu malum. Doğan grubu gazete kağıtlarını direk olarak değil, kendine ait yurt dışındaki off-shore firmalar  üzerinden ithal etmişti. Böylece Aydın Doğan 10 yılda yaklaşık150 milyon doları cebine atmıştı. Bu 150 milyon doların yarısı, halka açık olan gazetelerin diğer küçük ortaklarından çıkmıştı. 

Aydın Doğan gazeteleri, “ Buı dava kapandı, berrat ettik “ diye yırtınırken, Sabah; “ Siz öyle zannedin, yeni dosyalar açıldı “ diye cevap  veriyor.

Tabi bu arada Sabah gazetesinin amiralı Erdal Şafak yemin ediyor:

“  Bu asla bir medya savaşı değildir. Halkın haber alma özgürlüğüne hizmet ediyoruz.”

Ne ilginçtir. Çalık Grubu kamu bankalarından çuvalla kredi alıp, Sabah ve ATV’yi TMSF’den satın alırken, bu kez Doğan medyası Ahmet Çalık’a çakıyor ve “ Valla billa, bu bir medya savaşı değil. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyoruz. “ diyordu.

Zaten bizim dev medya grupları daima kamu çıkarı için, rakibi medya gruplarına çakar, bu asla medya savaşı değildir. Buna biz de kefiliz : ))

Neyse.

Bu savaşın bir de “ İLK i var. Eskiden daima iki medya grubu kavga eder, diğerleri “ Oh ne güzel ikisi de yıpranıyor “ diye ellerini kavuşturarak  keyifle seyrederlerdi.

Ama bu kez farklı. Ciner Gruba da  bu kavgaya yandan girerek, bu tür kavgalar konjusunda deneyimli olmayan  Çalık Grubu’na destek  ve editoryal taktik veriyor. Tabi onlara sorarsanız böyle bir şey asla yok. Habertürk’ün paşası Fatih Altaylı  bu durumu şöyle açıklıyor:

“Biz bu savaşın parçası değiliz.Ancak bu konuyla ilgili bizim ekonomi gazetemizde de haberler yer alıyor.Bu haberlerin amacı savaşta saf tutmak değil, bu medya savaşmda kafası karışan okurlara "doğruyu" aktarabilmek. HT Ekonomi ise bu noktada hakemlik yapıyor.”

Ehhh.. Yerseniz işte...

Doğan Grubu’nun Ciner’i medyadan silmek için gösterdiği ve az kalsın başarılı olacağı yayınları hatırlayanlar için, Fatih Altaylı’ nın  bu açıklaması sadece dudaklarda gülümseme yaratıyor.

Aydın Doğan’ın yoketmek için büyük çaba gösterdiği bir diğer rakibi Karamehmet ise şimdilik bu savaşı seyretmekle yetiniyor. Bıçağını ise,  gelecek yıl yapılacak yapılacak  Turkcell süper lig ihalesinde yaşanacak Digitürk – Dsmart ihalesi için biliyor.

Peki, ilk kez ikili bir cepheye savaşan Aydın Doğan yıkılır mı ?

Petrol Ofisi’nin avusturyalı ortağa satışından oluşan yaklaşık 1 milyar dolarlık cezadan kurtulmasa bile, yıkılması hayli  zor. ( Hemen not düşelim, bu olayda verilen cumhuriyet tarihinin en büyük cezası, sözkonusu gecikmiş beyan için çok çok ağır ve  buram buram siyaset kokuyor. )

Aydın Doğan’ın PO cezası ile yıkılması neden çok zor ? Çünkü hem PO’in bir kısmının avusturya’lı gruba satılmasından, hem de Doğan Yayın Holding’in bir kısım hissesinin  almanlara satılmasından kaynaklanan ciddi bir nakiti var Doğan Grubu’nun. Aydın Doğan. çok zorlanırsa, PO’in kalan hisselertini de elden çıkartıp, nakit gücünü arttırabilir ve AKP’ye karşı daha dik durabilir.

Zaten bu yönde, yani PO’in elden çıkartılması için ciddi görüşmeler var. Bu satış her an bitebilir. Global kriz olmasa, bu iş çoktan bitmişti bile..

Ama kağıt işi ciddi. Savunulması öncelikle etik açıdan çok zor. Kağıt alımını kendi firmaları üzerinden yapıp, ek kazanç sağlaması hiç şık değil. Üstelik iş SPK’ya dayandığı için, işin ucunda hapis cezası bile var ki, sözü bile dehşet verici.

Aslında  bu numara, halka açık şirketlerin çoğunda yapılan, ucunda  tatlı kazanç olan bir iş. Ama Aydın Doğan gibi yüzlerce milyon doları olan, her an iktidarla kavga edebilen bir duayen medya patronu, nasıl olur da bu işe onay verir, anlamak  mümkün değil.

İnsanın sorası geliyor:

“ Değer mi hiç Aydın Bey ? “

Aydın Özdalga

<<1234567 891011121314151617...91>>