ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul

sohbet banner
tavla okey sohbet forumu
sohbet, okey, tavla, chat
10 Mayıs 2024, Cuma 14:43   
kız arkadaş sohbet linki

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

  artemisssss> Forum Mesajları
    artemisssss'e ait Toplam 291 Forum Mesajı var
<<12 3456789101112...30>>


artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Spor >Beşiktaş >Bekliyoruz,Takipçisiyiz!!!>
  28.Nis.2007 Cmt 19:09:48
fiogf49gjkf0d
Fenerbahçe 24 yıldır Türkiye Kupası nı alamıyordu, Beşiktaş a elenerek hasretini 25 yıla çıkardı. Aradan geçen süre uzun olunca rakipler dalga geçiyor espriler üretiyor.


Fenerbahçe kupa özlemini 25. yıla bıraktı. Rakip takım taraftarları sarı lacivertlilere takılmadan edemedi.

konuyla ilgili haberlere yolladıkları esprili, mizah ürünü bazı yorumları sizler için seçtik. İşet onlardan bazıları:

KALSIN SENEYE
BİR ARKADAŞIM SÖYLEDİ FB EN SON KUPAYI BÜLENT ERSOY ERKEK KEN ALMIŞ

HEDET 2107
100 YIL SONRA FENER BELKİ ŞAMPİYON , KUPA YI 125 YILDA KAZANMAK, HİÇ FENA DEĞİL

(ÇARŞI USULÜ) ATASÖZÜ
BU KUPAYI METİN ŞENTÜRK GÖRÜR FENER GÖREMEZ.:))))))))))))))))

EZÜKBAHÇE KUPAYI ALDI
Önce özetler:
_Türkiye Marstaki uzay istasyonunu kapatma kararı aldı..

_Kalem pille çalışan otomobiller artık tarihe karışacak...

_Türkiye 325.000 dolar GSMH ile dünya birincisi...

_Mesliste bu yıl ABD ye yapılacak para yardımının artırıma gidilmesi öngörüldü

_Milli takımdan gelen üst üste 5. dünya şampiyonluğu..

_Ezükbahçe en sonunda TFF KUPASINI aldı.
Klüp başkanı yaptığı açıklamada 100 yıl sonra gelen bu kupa için çok mutluyuz dedi.

cem uzan vaadi
fener şükrü saraçoğlunda beşiktaşı yenecek

24 SENE
çok olmuş yavvv.24*365=8760 gün

Çeyrek asır
Fener Bahçenin Kupa Şampiyonu olduğunu
benim 23 yaşındaki oğlum bilmiyor,
FB Renkli TV de Kupa kazanmamış

BREEEEE 24 YIIIIIIILLL
KUPAYI EN SON GÖREN FENERLILER CANAKKALE SAVASAN DEDELERIMIZDI HERALDE:: FENER BIZI ANCAK PALYSTATION DA YENER ANCAK:)) SIZ 9 KIS KALAN BESIKTASI BILE YENEMEDINIZ KI YUHH SIZE.. O ZAMAN HIC KONUSAMAMISTINIZ.. CENENIZ MI TUTULMUSTU

NOKTA...

EZÜKBAAÇE, AYIPTIR YAA ÇEYREK ASIR OLMUŞ. KUPAYI SON ALDIĞINIZDA SSCB DİYE Bİ ÜLKE VARDI, CEP TELEFONU YOKTU, TELEVİZYON TEK KANALDI, NİTEKİM RESSAM ÇANKAYADAYDI, KÜRESEL ISINMA BİLİNMİYORDU VS... HATTA RİVAYETE GÖRE DİNOZORLARIN NESLİ DAHA TÜKENMEMİŞTİ  :)


artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Spor >Beşiktaş >FeBe ligden çekilsin.Ağlayan Bir Futbol Klubu İSTEMIYORUZ!!>
  28.Nis.2007 Cmt 19:02:02
fiogf49gjkf0d
nAoNnGaEmLe :

Hakemliğin utanç gecesi
AHMET ÇAKAR

 Dört kırmızı kartı görmeyen, Beşiktaşlı Gökhan Zan ın açık penaltısına devam diyen Selçuk Dereli nin bundan böyle hakemlik hayatı sona ermiştir..

Adı Selçuk Dereli. Sözde o bir Türk hakemi. Ama özde Türk hakemlik tarihine kara bir gece olarak geçecek büyük bir skandala imza atmış, hakemliği bitmiş bir hakem. Hakemliği bitmiş dememin sebebi şu, ona bundan sonra bu ülkede maç verene de, maç verecek olana da, yazıklar olsun. Başta ben ve tüm Türk hakemleri nice maçlarda nice hatalar yaptık. Ama dün geceki rezillikleri Türk hakemliğine yaşatmadık. Dün gece Türk hakemliği kan ağladı. Düşünebiliyor musunuz, maçta verilmeyen dört kırmızı kart daha var. Uzatmanın ikinci bölümü tekme tokat oynanıyor. Oyuncular birbirine öldüresiye giriyor, ama o devam diyor. Ama daha üç gün önce Manisa- Bursa maçında oyuncunun göğsüne çarpan topa, el verip oyundan atarken, yanağını okşuyordu. Tekrar söylüyorum, Şenes Erzik ve bundan sonraki MHK ler ona içeride veya dışarıda maç verdirirlerse, karşılarında beni bulacaklardır.

YARDIMCI İLE TEHLİKELİ İLİŞKİ
Hatalar, her iki takım için de yapıldı. Ama en korkuncu Dereli ile yardımcı hakemi arasındaki ilişki. Baki nin iptal edilen golünde Dereli önce gol verdi, yardımcısı haklı olarak golü iptal ettirdi. Ama Beşiktaş lı Mehmet topu elle alıp giderken, Dereli nin görmediği anda yan hakem yine elle oynamayı gösterdi ve sarı kart ver diye işaret etti. Ama Dereli ne kadar düşündürücüdür ki, eli verirken Mehmet e ikinci sarı kartı göstermedi. Aynı yardımcı, Baki yi at diye uyardı, ama Dereli bu karara da itibar etmedi. Oysa ki, Baki nin hareketi ikinci sarı kartlık hareketti.

UĞUR UN TEKMESİNDE İFLAS ETTİ
Kezman, sözde topa kafaya çıkarken, dirseğini Gökhan ın suratına vurdu, Dereli bu kırmızıyı da görmedi. Dereli, üç gün önce Bursalı oyuncunun suratına çarpan topa penaltı vermişti. Ama aynı Dereli, Gökhan ın açık koluyla topa temas etmesine penaltı demedi. Ve Dereli nin iflas ettiği an Uğur Boral ın Beşiktaşlı oyuncunun kafasına attığı uçan tekmeye devam demesiydi. Sonuçta Dereli, yüzdü yüzdü yolun sonuna geldi. Hep söylemişimdir, bir gün yetkim olsa Dereli ye amatör maç bile yönettirmem diye. Zaman beni haklı çıkartıyor. Böyle olayları ve gelecekte yaşanacakları önceden söylediğim ve yazdığımda da özellikle çok saygı duyduğum meslektaşlarım "Komplo teorisyeni Ahmet Çakar" diyorlar. Dediğim herşey çıktı, daha da çıkacak. Ama analiz kabiliyetinden ve ileri görüşlülükten yoksun birçok yazar kişi ve odaklar beni yine komplo teorisi yazmakla suçlayacaklar.

mafya(mafay) ahmet çakar gol dememiş o posizyona,,dünyaca ünlü hakemimizin yaptığı yorumlar karşında,, bak bakalım kimin hakkı yenilmiş?,,artı sen bjk den çok FB yi konuşuyorsunn bi çözebilsem amacın ne?,,Yenmişin hala gelmiş laf atıyorsun,aşın artık bu durumları ya,,anlıyorum  1996 da oldunuz şampiyonluktan sonra bide 100. yıla kadar beklemeniz gerekti,şimdide 100. yıldan sonra gene 4 sene olmuş artık bi başarı istiyorsunuz ama sadece destekleyin o yeter başarı için laf kalabalığı yapmayın...

saygılar naon...

 

Beşiktaş Jimnastik Kulübü olarak, tam 104 yıldır yaşamakta olduğumuz ve asla vazgeçmeyeceğimiz ilkelerimiz ışığında, Türk sporunda adil oyun ruhunun hakim olması için sürekli mücadele ediyoruz.

Unutmayalım ki Türkiye’de spor, 100.000’ lerce profesyonelin ekmek yediği, onbinlerce sporcunun emek verdiği, milyonlarca taraftarın biraz olsun moral için umudunu bağladığı, dev markaların milyarlarca dolar yatırım yaptığı, özel bir medya ordusunun 24 saat dikkatle takip ettiği, gelişmesi için devletin yatırım projeleri oluşturduğu dev bir sanayiidir. Bu dev ve sürekli büyüyen spor sanayiinin bir spor terörüne dönüşme tehlikesini gördüğümüz birkaç aydır, Beşiktaş Kulübü olarak giderek artan bir dozda uyarılar yapmaya, tüm spor kamuoyunu adil oyuna, centilmenliğe ve her durumda barışa davet etmeye devam ettik. Bugün bu ısrarla südürmek istediğimiz barışçıl tavrımızın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlıyor ve bu konuda uzun bir süredir gösterdiği hassasiyetten dolayı Beşiktaş Camiamız a teşekkür ediyoruz.

Ne var ki, sporda adalet, dostluk, centilmenlik adına sağlamaya çalıştığımız olumlu tutumumuzu, Türk Sporu’nun geleceği için tek başımıza sürdürmemiz yeterli olmuyor. Bu konuda bizler gibi sağduyulu adımlar atan ve çaba harcayan birçok Türk Sporseverin aksine, uzun süren kaos ve gerilimlerle beslendiğine inandığımız, negatif ve uzun vadede bu kamuoyuna verebileceği zararları düşünemeyen kişi ve kurumların yıkıcı çabaları sayesinde Türk Sporu’nun büyük tehlikelere yelken açabileceğini düşünüyoruz.

Hatırlanacağı gibi, BJK İnönü Stadı’nda oynanan Fortis Türkiye Kupası Yarı Final ilk maçında rakibimiz Fenerbahçe’yi, Türkiye’ye örnek olan bir misafirperverlikle ağırladık ve sahada, tirübünde, saha dışında sportmenlik dışında hiçbir görüntüye sebep olmadık. Büyük taraftarın derbide ortaya koyduğu duruş, maçın ertesi günü tüm yazılı ve görsel basında ‘örnek taraftar’ manşetleriyle yer buldu. Bizler de bu sağduyuya destek veren Türk medyasına her fırsatta teşekkür ettik.

Fair play ruhunu yaşatmanın bir gerekliliğinin de ‘rakibe saygı’ olduğunu düşündüğümüzden, Başkanımız Sayın Yıldırım Demirören sporda barış adına dün akşam önemli bir adım atarak, Kadıköy Şükrü Saracoğlu stadındaki rövanş karşılaşmasına gitme erdemini gösterdi.

Dün Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanan ve Takımımız’ın rakibini başarıyla eleyerek Türkiye Kupası’nda finale yükseldiği maçta yaşanan bazı olaylar, bir süredir yaptığımız uyarılar ve fair play kampanyamızda ne kadar haklı olduğumuzu bir kez daha kanıtlar nitelikteydi. Daha önce İnönü’de oynanan maç öncesinde yöneticilerimizin yaptığı şekilde Fenerbahçeli yöneticiler de kibar bir karşılama gerçekleştirdiler. Bu yüzden Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyelerimiz kendilerine teşekkür ederek, maç boyunca taraftarımızla birlikte Beşiktaşlı duruşuna uygun bir misafirlik gösterdiği halde, Şeref Tribünü önünde yer alan bazı taraftarların Sayın Başkanımız’a ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz e karşı ağza alınmayacak tezahüratlar yapması, Kulübümüz’ü ve Camiamız ı çok rahatsız etti. Karşılık vermeden, Beşiktaşlı tavrımızı belli eder şekilde Sayın Başkanımız’ın da işareti ile Yönetim Kurulu Üyelerimiz Şeref Tribünü nü terk ederek, maçı VIP odasında izlemeyi tercih ettiler. Maç çıkışında Beşiktaşımız’ın değerli futbolcusu Ricardinho’ya, Fenerbahçeli futbolcu Aurelio’nun saldırıda bulunması ise spor adına hiçbir açıklamaya gerek kalmayacak kadar kendini bilmezce yapılmış bir hareketti. Bu sporcunun Fenerbahçe dışında Türk Milli Takımı nın da bir oyuncusu olduğunun kendisine defalarca hatırlatılması gerektiğini düşünüyor ve bu tür zarar veren hareketlere yol açabilecek bir ruhtaki oyuncunun Türk spor liglerinde var olmasından bile rahatsızlık duyduğumuzun bilinmesini istiyoruz.

Devlete, Federasyona, Yayıncı Kuruluşa, tüm görevlilere ve rakiplere suçlayıcı şekilde yaklaşılmasının bu lige hiçbir yarar sağlamayacağını, aksine ağırbaşlı ve yapıcı yaklaşım ve şerefli duruşların Türk sporunu geliştirebileceğini anlamış bir Camia olarak, herkesin ‘oyun sahada oynanmalı, keyif böyle alınmalı, kazanmak kadar kaybetmeyi de bilmeli’ felsefesini kabullenmesi gerektiğine inanıyoruz.

Dünkü maçta şerefiyle turu geçen Takımımız’ın tüm oyuncularını ve teknik ekibi kutluyor, Takımımız’ı destekleyen büyük Beşiktaş Camiası na bir kez daha teşekkür ediyoruz.

Kamuoyunun bilgilerine saygılarımızla sunarız.

BEŞİKTAŞ JK


artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Spor >Beşiktaş >FeBe ligden çekilsin.Ağlayan Bir Futbol Klubu İSTEMIYORUZ!!>
  27.Nis.2007 Cum 01:29:06
fiogf49gjkf0d
Yazık ya :ekshi:


artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Geyik Muhabbet >Öylesine muhabbet >Çocuğunuz kime benzeyecek? Yaz ve gör..:)))))>
  26.Nis.2007 Per 19:24:46
fiogf49gjkf0d

İpek ve ... (üç nokta) yazdım

Sonuç :ekshi:



artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Spor >Genel Spor Muhabbeti >~~Sizce bu sene BEŞİKTAŞMI şampiyon olur FENERBAHÇEMİ?~~>
  26.Nis.2007 Per 19:17:30
fiogf49gjkf0d

BEŞİKTAŞ!!!

AŞKIMIZ KUPAYA DEĞİL...

SADECE ÇENELERİ KAPANIR!



artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >İnce ama uzun bir sitem ;) (UmutLa kaLın... )>
  20.Nis.2007 Cum 16:37:05
fiogf49gjkf0d

·Harvest· :
hepinizde çok güzel anlatmışsınız ipekim bu arada erkanımın kaç günü kaldı

Allah seni bildiği gibi yapsın bende bu dişi harwest kim diyordum.Vallahi canım çalışıyorum bu aralar çok yoğunum sayamadım.Ama çok özledim canımızı.Benden bol bol selam söyle.



artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey >ChatCity Dedikoduları >Nice Yıllara iyiki doğdun (L) (nAoNnGaEmLe)>
  19.Nis.2007 Per 01:39:27
fiogf49gjkf0d
Nice yıllara febeli


artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!>
  19.Nis.2007 Per 01:31:29
fiogf49gjkf0d

Çember çevrilir,
Su musluktan içilir,
Ağaçlara tırmanılırdı.
Bebekler bezden,
Silahlar tahtadan,
Resimler kömür karasından yapılırdı.
Kızlara ninelerinin, erkeklere dedelerinin
isimleri konulur,
Saatli maarif okunurdu.
Komşuda pişen
Bize...
Bizde pişen komşuya düşerdi.
Geceler ayaz,
Sokaklar karanlık,
Yıldızlar parlak olurdu.
Turşu, salça, mantı
evde yapılır,
Karpuz kuyuda soğutulurdu.
Erik ağacının çiçeği,
Pencere camımıza yaslanır,
Güz yaprakları bahçemize düşerdi.
Kardan adam yapılır,
Evlerde soba yakılır,
Kış gecelerinde masal anlatılırdı.
Merdiven çıkılır,
Aidat ödenmez
Yönetici seçilmezdi.
Evler badanalı,
Sokaklar lambasız,
Mahalleler bekçili olurdu.
Ajans radyodan dinlenir,
Çizgi roman okunur,
Deftere kenar süsü yapılırdı.
Hayat,
Arkası yarın gibiydi,
Kesintisizdi.
Her gün yaşanacak bir şey vardı.
Herkes kendi düşünü kurar,
Kendi hayatını oynardı.

ŞİMDİ


Şimdi,
Herkes
Yoğun,
Yorgun
Ve
Tek başına...



artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!>
  19.Nis.2007 Per 01:19:54
fiogf49gjkf0d
Her İnsan Kendi İçinde Yalnızdır

Nedir yalnızlık? Bir başına mı kalmaktır sessizliğin ortasında yapayalnız? İçinizdeki depreşen duyguları hapsedip onları sindirmek midir? Yoksa kalabalıklar arasında yürürken dışarıda olanları umursamayıp kendi içimizdeki sesi mi dinlemektir?

Kimileri için hayatın ortasına konulmuş içinden çıkılması imkansız dipsiz bir kuyu gibidir o, kimine göre sessizlikle birlikte gelen ürkütücü ve korkutucu bir karanlık, kimileri için acı vericidir. Ancak kimilerine göre de özgürlük, geçici bir mutluluk, kendine güvendir, kendine yeter olmaktır, her şeye rağmen hayatla baş edebilme yetisidir. Bazıları için de bilakis yaşam tarzıdır.

Etrafımızdaki onca kalabalığa rağmen neden yalnız kalmak isteriz? Evde veya herhangi bir mekanda tek başımıza, onun verdiği rahatlıkla kendimizi en özgür kişi zannederiz geçici olduğunu bile bile. O anı doya doya yaşamak isteriz. Kısa bir sürede olsa hayatımızdaki bütün sorumluluklar, emir vakiler bir süreliğine de olsa terk etmişlerdir yaşadığımız ortamı.

Yalnızlığı severiz, çünkü bize geçici bir mutluluk vaat eder; insanın kendiyle baş başa kalması ,hesaplaşmasıdır bir bakıma. Kendinle baş başa kalmak, bir an hayatın bütün olumsuzluklardan sıyrılıp, kuytu bir köşede, hani bazılarının deyimiyle, kendine vakit ayırmak bu olsa gerek. Ama bütün bunlar olurken aklımızın bir köşesinde daima vakit ayırabileceğimiz arkadaş ve dostlarımız daima vardır.

Şairler ve yazarlar, kısaca sanatla iç içe olanlar onu daha derinden yaşar ve bizlere yansıtırlar şarkıları ve dizleri aracılığıyla. "Yalnızlık paylaşılamaz, paylaşılırsa yalnızlık olmaz" der Özdemir Asaf, şair ve yazar Attila İlhan Tek başına özgürlük ne işe yarar, suç ortağı bir sevgiliyle paylaşılmadıktan sonra diyerek yalnızlığına isyan eder adeta, Aşık Veysel "Dost, dost diye nicesine sarıldım, benim sadık yarim kara topraktır" diyerek dem vurur dostlarından.

MFÖ "Hep yalnızlık var sonunda... yalnızlık ömür boyu" diye haykırır şarkılarının arasından müziğin eşsiz ritmiyle beraber, yalnızlığın sonsuzluğunu belirtircesine. Orhan Veli yalnızlığına küsmüştür sanki: "Bilmezler yalnız yaşamayanlar/Sessizlik nasıl korku verir insana/İnsan nasıl konuşur kendisiyle/Nasıl koşar aynalara/Bir cana hasret/bilmezler."

Zaman değişiyor, değerler değişiyor, gelişen teknoloji ile birlikte insanlar arası iletişim kolaylaşıyor. Ama o hep aynı, dimdik duruyor karşımızda bir duvar gibi. Neden bütün bu şatafatın ortasında yalnızlığımızı paylaşacak birileri varken sadece kendimizle paylaşıyoruz onu, neden?

Her ne kadar bizler "Yalnızlık Allah a mahsustur" diyerek farkında olmadan onu reddetsek de, aslında her insan kendi içinde yalnızdır
.


artemisssss

artemisssss resimleri


Mesaj Gönder
Forum Başlıkları

 
  CC-Forum> Yaşamdan Kesitler >Aşk ve Sevgi üstüne >SANA BAKMAK!!!>
  19.Nis.2007 Per 01:01:18
fiogf49gjkf0d
Öyle içimdesin ki. Yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek dokunuşların. Küçük, ürkek, kesik dokunuşlarınla, belki de her zamankinden daha yanımdasın. Yani öylesine, o kadar bensin ki. Ah nasıl anlatsam. Boşuna bu çabalarım, doğru kelimeleri aramalarım. Ne kitaplar yazıyor, ne de sözlüklerde karşılığı var.

Yalnızca hissediyor insan, yaşıyor. Kelimeler eksik, kelimeler yaralı. Kelimeler cılız.

Taşımıyor, anlatmıyor, tanımlamıyor bu duyguyu. Ben de. Çok başka bir şey. Sevginin ortasında, derin acılar hisseder mi insan? Aydınlık gülümsemelerin içine, hüznü yerleştirir mi durup dururken? Gözlerine buğu, diline sitem, yüreğine burukluk, çöreklenir kalır mı asırlarca?

Gelmeyeceğini bildiği mektup için, posta kutusunu hep aynı heyecanla açar mı? Dedim ya, başka bir şey bu. Ne kadar yalnızsam, o kadar seninleyim şu günlerde. Belki de en başta, tutup seni en derinlere koydum diye oldu bunlar. Kimseler ulaşmasın diye, kimselerin bilmediği, bulamayacağı yollara götürdüm seni. En derinlerde tuttum. Bana sakladım. Derine, hep daha derine.

Seni yapayalnız, bir tek bana bıraktım. Paylaşamadım yanlış yaptım. Sana ulaşan yolları kaybettim diye bütün bu şaşkınlıklar. Kendimi oradan oraya vurmam. Sağımda, solumda, ne zaman dikildiğini bilmediğim duvarlara çarpmam, hiç görmediğim çukurlarla boğuşmam. Denizlerin, gürültüyle gelip vurduğu dehlizlerin, acılı duvarları gibiyim.

Duvarlarım yosunlu, duvarlarım kaygan, duvarlarımdan hiç tükenmeyen sular sızıyor. Tutunamıyorum. Renklerim, gün içinde değişiyor. Soluyorum, soğuyorum. Güneş ulaşmıyor içerilerime. Küfleniyorum, yaşlanıyorum. Yalnızlıklar peşimde. Dokunduğum her ıslak duvardan, pis kokulu bir yalnızlık bulaşıyor üstüme. Biliyorum, bütün bunlar, hep benim suçum.

Seni sakladığım yere ulaşamaz oldum. Yollar, gitgide uzadı ve karıştı. Ümidimi ısıtacak, parlatacak, kımıldatacak bir şeylere ihtiyacım var. Ah onun ne olduğunu biliyorum. Sonu sana geliyor her cümlenin. Her şeyin başında içinde ve sonundasın. Bu değişmiyor. Öyle içimdesin ki. Birden aklıma geldi, tuttum sana bir mektup yazdım dün.

Çok mutluydum. Gün içinde neler yaptığımı, nelere kızıp, nelerle mutlu olduğumu, tek tek anlattım. Mevsimlerin ve insanların nasıl karışık ve beklenmedik olduklarını yazdım.

"Yine zamansız yağmurlar" dedim, "Daha önce, hiç bu kadar zayıf değildi güneş ışınları" dedim, "Gerçekten buradaki şarkıları hiç öğrenmeyecek, bilmeyecek, söylemeyecek misin?" dedim. Çok uzun bir mektup oldu. Başından sonuna kadar okudum.

Neler yazmışım diye merakımdan.

Sonra çekmecemden bir zarf çıkarıp, adını yazdım. Büyük harflerle, yalnızca adını. Adresini bilsem gönderir miydim, bilmiyorum. Mektup cebimde. Cebim yüreğime yakın. Yüreğim sende. Sen yüreğime yakın. Öyleyse mektup sende.

Can Dündar
<<12 3456789101112...30>>