Bir ipek kozasının içinde büyümek, sonra hiç kimsenin çizemeyeceği nakışlarla süslü bir kanata sahip olmak ve o kanatlarla, saatlerle sınırlı bir hayatın tam ortasında çırpınmak. Bak şimdi benim parmaklarımın üstündesin. Belki kötülük yapacağım sana ama farkında bile değilsin... Ben de farkında değildim...
Bense bir sevgi yumağının içinde sağa sola tekmeler atıp, kötülerin ve kötülüklerin farkında olmadan büyüdüğüm bir sıcak kucağa oradan da silahların, istilacıların, talancıların arasında çırpınmaya başladım. Kurşunlar, bombalar geçti başımın üstünden... Paylaşmayı bilemediler, yaşatmayı da... O yüzden benim hayatım da aslında çok kısa... Senin zamanın kısıtlı yapabileceklerin için, benim alanım... Sen hala farkında değilsin ama artık ben farkındayım...
Peki hayat denilebilir mi senin yaşadığına? Yoksa hayat yaşamak değil midir? Belki de hayat YAŞATMAKTIR...
Çünkü sen bir sonrakini dünyaya getirmek için varsın...
Hadi son dakikalarını da burada harcama... Kanatların var uçabilirsin...