ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

Forum sayfaları sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç erkek kız arkadaş bul


7 Haziran 2024, Cuma 10:02   

 

ChatCity Forum
Chatcity Forumlarında mesaj yazmadan önce Forum Kurallarını mutlaka okuyunuz...

En İyiler  Son Eklenenler       
sohbet forum basliklari  CC-Forum> ChatCity ile ilgili her şey > Merak Edilenler
forum sohbet oyun basliklari
   ARAŞTIRMAK LAZIM...
 <<123 45>>
Mesaj Ekle, sohbet ve oyun icin cagir
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

HurremSuItaan

HurremSuItaan resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2007 Pzt 15:11:50sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
HurremSuItaan :
        Mamutlar, bundan 8 10 milyon yıl önce dünya üzerinde yaşayan fillerin atalarıdır... Normal fillere göre çok daha iri ve tüylü olan mamutlar, insanlar gibi sarışın, esmer, kızıl renkli hayvanlardır... 
       Son yapılan araştırmalarda Japon bilim adamları mamutların DNA sını çözdü...
     Japon bilim adamları Sibirya da buldukları DNA örnekleriyle nesli tükenmiş mamutları yeniden canlandırmayı planlıyor.

İngiliz Independent Gazetesi nin haberine göre, geçen yıl yapılan araştırmalarda, Sibirya tundralarında mamutların ilik ve kas hücreleri donmuş olarak bulundu. Japonya daki Gifu Bilim ve Teknoloji Merkezi ve Kindi Üniversitesi bu donmuş hücreleri kopyalayarak mamutları tekrar canlandırmak istiyor. Araştırmada, öncelikle Rusya dan getirilen hücrelerin gerçekten bir mamuta ait olup olmadığı belirlenecek. Eğer hücreler bir mamuta ait ise DNA örneklerinin kopyalanıp kopyalanamayacağı araştırılacak. DNA ların kullanılabilir olduğuna karar verilirse, kopyalanma işlemine başlanacak.

Gifu Bilim ve Teknoloji Merkezi nden Hideyoshi Ichihashi, kopyalama işleminin yıllar sürebileceğini belirterek, önlerinde çok büyük engeller olduğunu fakat hepsini aşabileceklerini söyledi. Ichihashi, mamutları klonlama fikrinin 1996 yılında kopyalanan ilk memeli Dolly ile birlikte çıktığını ifade etti. 1997 den beri veterinerler eşliğinde Sibirya da mamut hücresi aradıklarını belirten Ichihashi, amaçlarının nesli tükenmiş hayvanları kurtarmak olduğunu kaydetti.

      Alttaki bana, Piramitlerin ilk yapım tarihi, çalışanların sayısını ve ne kadar zamanda bittiğini araştırsın...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

icecandyman

icecandyman resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2007 Pzt 15:16:40sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Binlerce yıl boyunca Keops Piramidi nin bir mezar olduğuna inanılmıştır. Keops Piramidi nin 30 yılda yapıldığı düşünülmektedir. Önce bir kent yapılmış taş bloklar taşınmış ve yığılmıştır. Yüzeyin düzleştirilmesi için uzun zaman çalışıldığı sanılıyor. Taş blokların nasıl yerleştirildiği henüz anlaşılmış değil çeşitli kuramlar üretilmektedir. Bir kurama göre yapılan spiral bir rampadan çıkarılan taş bloklar üst üste konuyordu.Rampa çamur kaplanıyor sulanıyor ve taş bloklar itilerek kaydırılabiliyordu. Diğer bir kurama göre taş bloklar dev manivelalarla kaldırılıyordu.Tarihçi Herodot a göre, ağır granit blokları, piramidin üst bölümlerine çıkarmak için 925 metre boyunda, 19 metre genişlikte bir rampa yapılmıştır. Sadece bu rampanın yapılması bile 10 yıl sürmüştür.

İlk yapıldığında 145,75 metre olduğu düşünülen Keops piramidinin bu güne kadar 10 metresini kaybettiği düşünülmektedir. 43 yüzyıl boyunca dünyanın en yüksek yapısı olarak kalmış ancak 19. yüzyılda geçilebilmiştir. Eğimi 54 derece 54 dakikadır. Bir kenarı 227 metre olan dörtgen tabanı 50.524 metrekarelik bir alanı kaplar. Piramidin iç ortasında, tepeden 100 metre kadar aşağıda ve tabandan 40 metre kadar yukarıda firavunun odası vardır. Firavunun mumyası, hazinesi ve özel eşyası bu odaya konmuştur. Oda 10,5 metre uzunlukta, 5 metre genişlikte ve 6 metre yüksekliktedir. Buraya 50 metrelik bir dehlizden girilir. Biri kraliçeye ait olan iki oda daha vardır.

Piramidin her biri birkaç ton ağırlığında olan iki milyon taş bloktan yapıldığı sanılmaktadır.

Eski Mısırlıların neslinden gelen bir azınlık olan Kıptilerin inancına göre, bu piramit Tannların Çağına ait bilgilerin bir birleşimidir.

Büyük piramidin gizli bilgiler barındırması, ilk olarak Napolyon ordularının Mısır ı işgali sırasında Fransız mühendislerinin çalışmalarıyla ciddiye alınmıştır. Bu mühendisler piramiti bir triangülasyon noktası olarak kullanmaya kalktıklarında, dört kenarının dört ana yöne dönük olduğunu ve boylam dairesinin de tam piramitin doruğundan geçtiğini fark etmişlerdir. Doruktan geçen diagonal çizgiler kuzeye doğru uzatıldığında Nil Deltası nı iki eşit parçaya bölmektedir. Taban köşegenlerinin kesiştiği noktadan kuzeye uzatılacak bir doğru, kuzey kutbunun yalnızca dört mil uzağından geçmektedir (ki piramidin yapımından bu yana geçen uzun süre içinde kutup noktasının yer değiştirmiş olması da mümkündür)

Bugünün uzunluk ölçüsü olan metrik sistemin birimi metredir. Yani kutuptan ekvatora kadarki meridyen uzunluğunun on milyonda biridir. Bu ölçü Fransızlar tarafından, Mısır işgalinden kısa süre önce ortaya çıkarılmıştır. Piramidin ölçüsü olarak kullanılan kübit ise, eski Mısırlıların kullandığı ölçüdür ve Fransızlann biriminden binlerce yıl önce bulunmuş bir birimdir. Bir kübit in uzunluğu bir metreye çok yakın olmakla birlikte, metreden daha dakik bir birimdir. Çünkü bu ölçü herhangi bir meridyen çevresine değil, kutup ekseninin uzunluğuna göre hesaplanmıştır. Meridyen uzunlukları, dünya çevresine göre değişebilmektedir.

Büyük Piramid in Mısır kübit ine göre alınmış bazı ölçüleri, yerküre hakkında, dünyanın güneş sistemindeki yeri hakkında, sonradan, unutulup modern çağda yeniden keşfedilmiş bir hayli bilginin var olduğunu göstermektedir. Bu bilgiler ancak matematik olarak ifade edilebilmektedir. Piramidin çevresi, bir yıl içindeki gün sayısını (365.24) göstermektedir. Bu çevrenin iki katı, Ekvator da bir boylam derecesinin bir dakikasına eşittir. Eğik kenar üzerinden, tabandan doruğa kadar olan uzunluk. bir paralel derecesinin altıyüzde biridir. Çevreyi yüksekliğin iki katına böldüğümüz zaman, (pi) sayısı olan 3.1416 yı bulmaktayız (Bu rakam, eski Yunanlılann bulduğu pi sayısından, yani 3.1428 den çok daha gerçektir)

Piramidin ağırlığı 10 üzeri 15‘le çarpıldığında, dünyanın yaklaşık ağırlığını vermektedir. Dünyanın kutup ekseni, doğrultusunu günden güne değiştirmekte ve böylelikle her 2,200 yılda güneşin arkasına yeni bir burcun gelmesine olanak vermektedir. ilk durumuna ancak 25.827 yıl sonra varmaktadır. Bu sayı da, 25.826.6 olarak piramidde ortaya çıkmaktadır. Bu sayıyı veren, taban köşegenlerinin toplamıdır. Büyük piramidin içinde Firavun odasının boyutlan, iki temel Pisagor üçgeninin eşidir: 2.5:3. ve 3.4.5. Oysa piramit, Pisagor dan binlerce yıl önce yapılmıştır. Bu verilen ölçülerin, piramidin ölçü rastlantılarından yalnızca küçük bir kısmıdır.

Gize Piramitleri

Mısır Piramitlerin gizemi hala çözülmüş değil. Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hala bilinmemektedir. Araştırmacıların çoğu ya içinde kayboldu ya da aynı yerde birkaç kez tur attıktan sonra geri döndüler fakat, içlerini göremediler. Piramit kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya yılda iki kez güneş girdiği belirtilir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler olarak) Mısır da yer alan piramitler Dünyanın 7 Harikasından biri olarak bilinir. Ehramlar olarak da bilinen Mısır piramitleri, çoğu eski ve orta krallık döneminde Mısır krallarının (Firavun) mezarları üstüne yapılmış büyük anıtsal yapılardır. Orta ve Güney Amerika’da Mayalar, Aztekler ve İnkalar tarafından benzer yapılar yapılmıştır, ama gerçek piramitler Mısır’dadır..Mumyalarda rodyoaktif madde bulunduğundan; mumyaları ilk bulan 12 kişi kanserden ölmüştü. İlginçtir ki, Piramitlerin içerisinde ultra-sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmıyor. Piramitlerin içine kirletilmiş suyu, birkaç gün bırakırsanız; suyu arıtılmış olarak bulabilirsiniz. Hatta Piramidin içerisinde süt birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir. Öyle ilgiçtir ki, çöp bidonunun içindeki yemek artıkları bile, hiç koku yapmadan piramit içinde mumyalaşıyor. Bu da Mısır İmparatorluğunun matematik, fizik ve astronomi alanındaki gelişme seviyesini gösteriyor.
   Bir piramidin inşaatı binlerce işçiyle yirmi seneden uzun sürüyor. Piramitler, Devasa Taş bloklarıyla kat be kat yükseldikçe, rampa yükseltilir, genişletilir ve uzatılır. Bazı piramitlerin dış yüzeyleri çıkıntısız, düz yapılardan oluşur. Bu belki de, kralın Güneş tanrısı Mumya sözcüğü çeşitli anlamlara gelir. 12. yüzyıl Arap seyyahlarından Abdüllatif, Mısır’da mumyanın ilaç olarak ucuza satıldığından söz eder. "Mumiya" ya da "mumiyai" Arapça bir sözcüktür ve asfalt, yani zift, ya da İran’da Derabgerd’deki mumya dağında olduğu gibi kayalardan doğal olarak çıkan madde anlamına gelir. Arap seyyahı mumya için "katran ile mürrüsafinin karışımıdır" der.
  Ra ile buluşmak için güneş ışınlarını bir noktada yoğunlaştırması içindir. Vadi ile cenaze tapınakları kapalı bir ara yolla birbirine bağlanır. İlk yapılan piramit, kralın mimarı İmhotep tarafından kral Zoser için yapılan Zoser piramididir. Bu piramit, 547.278 m lik çok geniş bir duvarla çevrili, duvarın içindeki alanda dış yüzeyleri ince işlemelerle süslü yapılar oluşturuyor. İçleri ise, moloz ile dolu. Başka bir ilginçlik ise, Keops piramidinin yüksekliginin 1 milyarla çarpımı yaklaşık olarak güneşle dünyamız arasındaki mesafeyi veriyor. (149.504.000 km). Piramidin üstünden geçen meridyen, karaları ve denizleri tam 2 eşit parçaya bölüyor. Taban cevresinin, yüksekliğinin 2 katına bölünmesi pi=3.14 sayısını veriyor. Hatta piramidin içinde dünyanın ağırlıgı yazıyor. Bu da bizleri düşündürüyor. Ki, o dönemde bilim alanındaki gelişme, günümüz modern teknoloji aracılığıyla hala çözelebilmiş değil. M.Ö 3000 yıllarında eski krallık döneminde yapıldığı zannedilen dünyadaki en büyük üç piramit olan Gize piramitleri; Imhotep ("barış içinde gelen"), eski Mısır da mimar, yazar, hekim, yaratıcı ve firavun Djoser`in veziri olan efsanevi kişi. Babası mimar Khanofer ve annesi Khereduankh dir. Ronpetnofret adında bir eşi vardır. Imhotep 2700 M.Ö. civarlarında Mısır`da yaşıyordu.
  Keops, Keops Piramidi ya da diğer adıyla Büyük Piramit, Giza Platosu ndaki diğer sekiz piramidin arasında yaklaşık 30 uncu enlemde Nil Nehri nin deltası üzerinde bulunmaktadır. Mısırlılar ın mimari başarısında yüksek bir noktayı göstermektedir. Ancak nasıl inşa edildiği ya da hangi firavunun inşa ettirdiği hakkında fazla bilgi yoktur.
  Kefren, Kefren Piramidi, grubun ortasında yer alan piramittir ve birçok yönden komşularından geri kalmaktadır. Büyük Piramit in güneybatısında bulunur ve orijinal yüksekliği 143.51 metredir. Temeldeki kenar uzunlukları ortalama olarak 215.26 metredir. Büyük Piramit gibi, pusulanın temel yönlerine oturtulmuştur ama aynı tutarlılığı göstermemekte ve maksimum 6 dakikalık bir sapma yapmaktadır.
  Mikerinos isimlerini aldıkları Mikerinos (ya da Menkaura - ya da Latince: Mycerinus) Mısır ın dördüncü hanedanı döneminde (M.Ö. 2620 - M.Ö. 2480) bir firavun idi. 3. ve Giza nın en küçük piramidi de O nun döneminde yapıldı. Başlıca kraliçesi Khamerernebty II idi.Firavun tarafından yaptırılır. Firavun Eski Mısır krallarına (aynı zamanda tanrı konumundadırlar) verilen isim.
  Gize piramitlerini Mısır daki piramitlerden ayıran en belirgin özellik, içlerinde yazı bulunmaması ve nasıl yapıldıklarının hala çözüme ulaşmamasıdır. Piramitler yalnızca Mısıra özgü de değildir. Piramitlerin gökyüzünü incelemek amaçlı yapıldığı da zannedilmektedir.

Bende Dünya nın 7 Harikası hakkında bilgi istiyorum..

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Harwest

Harwest resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2007 Pzt 15:20:54sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

 

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

HurremSuItaan

HurremSuItaan resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2007 Pzt 15:25:30sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
ARTEMİS TAPINAĞI





Gerçekten bir tapınak mıydı? Onu, Piramit, Asma Bahçeleri ve Rodos Heykeli gibi göremiyoruz. Evet, kaynaklar halk tarafından tapınak olarak ziyaret edildiğini yazıyor ama Artemis Tapınağı sadece bir tapınak değildi. Dünyanın o zamanki en güzel yapısı olarak tanınıyordu. Tapınak, Eski Yunan ın av ve doğa tanrıçası Artemis in onuru için yapılmıştı; İşte Ege kıyısında Antik Efes kenti yakınlarında Diana-Artemis Tapınağı...


BABİLİN ASMA BAHÇELERİ




Meyveler ve çiçekler, şelaleler, yapının katlarından taşan bahçeler, egzotik hayvanlar... İşte Babil in Asma Bahçeleri ni görenlerin aklında kalanlar bunlardı. Eğer Eski Yunan ın tarihçileri ve ozanları olmasaydı, kimse böyle bir mucizeden haberdar olmayacaktı.
Yeri; Fırat ın doğu kıyısında, Bağdat ın 50 kilometre güneyinde

BODRUM MOZOLESİ



Büyük Piramit te olduğu gibi, line antik bir kralın mezarıyla karşı karşıyayız. Mezarın yeri önemlidir. Coğrafi olarak Artemis Tapınağı na yakındı ve estetik bir yapı ve sanat şaheseriydi


GİZA PİRAMİDİ




7 Harika nın hala yaşayan tek kanıtı; öylesine ki, tarihçilerin veya ozanların onu harika olarak tanımlamasına hiç ihtiyacı yok. Görüntüsü, ölçüleri ve şekliyle inanılmaz güzellikte görkemli dev bir yapıt. Büyük Piramit ya da Khufu-Keops Pramidi hala zamana karşı dimdik duruyor ve yok olmamakta direniyor...


İSKENDERİYE FENERİ





Şimdi mimari bir harikadan söz edeceğiz; İskenderiye Feneri, her fener gibi denizcilerin limana güvenle dönmeleri için yapılmıştı. Çağında dünyanın en uzun yapısı olarak biliniyordu. Ama Fener in gizemli yönü olan ünlü "Ayna" bilimcileri daha çok ilgilendirmektedir. Fenerin ışığını yansıtan aynanın 50 kilometre (35 deniz mili) uzaklıktan görüldüğünü kaynaklar yazmaktadır

ZEUS TAPINAĞI





Heykel antik olimpiyat oyunları için yapılmıştı. Zaten bulunduğu yerin adı oyunlara verilerek Olimpiyatlar denildi. Savaşlar durunca atletler Anadolu dan, Suriye den, Mısır dan, Sicilya dan gelirler, tanrıların kralı olan Zeus un onurunu yüceltmek için yarışırlardı.

RODOS HEYKELİ




Sadece 56 yıl ayakta kalabilen Rodos Heykeli için Küçük Pliny; "Evet, yerde yatıyor ama muhteşem" demişti. Rodos Heykeli sadece dev bir heykel değildi, aynı zamanda çok güzel bir ada olan Rodos Adası halkının birliğini simgelemekteydi


HARİTA




Alttaki bana, Nuh Tufanı ile alakalı araştırma yapsın...
sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

nAoNnGaEmLe

nAoNnGaEmLe resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2007 Pzt 15:37:59sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Ayet lerle  ortaya koyıyım konuyu istedim, dha öncede merak etmiştim bu konuyu bi kaç şey okumuştum...

Andolsun, Biz Nuh u kendi kavmine gönderdik, o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene yaşadı. Sonunda onlar zulmetmekte devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıverdi. (Ankebut Suresi, 14)

Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi. (A raf Suresi, 64)

Böylelikle Biz ona: Gözetimimiz altında ve vahyimizle gemi yap. Nitekim Bizim emrimiz gelip de tandır kızışınca, onun içine her ikişer çift ile, içlerinden aleyhlerine söz geçmiş onlar dışında olan aileni de alıp koy; zulmedenler konusunda Bana muhatap olma, çünkü onlar boğulacaklardır diye vahyettik. (Müminun Suresi, 27)

Denildi ki: Ey yer, suyunu yut ve ey gök, sen de tut. Su çekildi, iş bitiriliverdi, (gemi de) Cudi üstünde durdu ve zalimler topluluğuna da: Uzak olsunlar denildi. (Hud Suresi, 44)Andolsun, Biz Nuh u kavmine gönderdik. (Onlara) Ben sizin için ancak apaçık bir uyarıp korkutucuyum. Allah tan başkasına kulluk etmeyin. Ben size (gelecek olan) acıklı bir günün azabından korkarım dedi. (Hud Suresi, 25-26)

Onu yalanladılar. Biz de onu ve gemide onunla birlikte olanları kurtardık, ayetlerimizi yalan sayanları da suda-boğduk. Çünkü onlar kör bir kavimdi. (A raf Suresi, 64)

Böylece onu ve onunla birlikte olanları Katımızdan bir rahmet ile kurtardık. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamış olanların da kökünü kuruttuk. (A raf Suresi, 72)

 

Görüldüğü gibi Kuran da tüm dünyanın değil, sadece Nuh kavminin helak edildiği bildirilmektedir. Tahrif edilmiş Tevrat ve İncil deki izahların düzeltilmiş gerçek hallerinin aktarılması da Kuran ın bütünüyle Allah Katından gönderilen bir Kitap olduğunu kanıtlamaktadır.

Tufan ın gerçekleştiği düşünülen arkeolojik bölgede yapılan kazılar da, Tufan ın tüm dünyayı kaplayan evrensel bir olay değil, Mezopotamya nın bir bölümünü etkisi altına almış olan çok geniş bir afet olduğunu göstermektedir.

Ayrıca Kuran da, geminin Tufan sonrası "Cudi"ye oturduğu bildirilmektedir. "Cudi" kelimesi kimi zaman özel bir dağ ismi olarak alınır, oysa kelime Arapça da "yüksekçe yer, tepe" anlamına gelmektedir. "Cudi" kelimesinin bu anlamından, suların ancak belirli bir yüksekliğe eriştiği, karayı bütünüyle kaplamadığı anlaşılmaktadır. Yani Tufan ın, muharref Tevrat ta ve diğer efsanelerde anlatıldığı gibi tüm yeryüzünü ve yeryüzündeki tüm dağları yutmadığını, sadece belirli bir bölgeyi kaplamış olduğunu Kuran dan öğrenmekteyiz.

Mezopotamya Ovası nda yapılan kazılarda, toprağın derinliklerinde 2,5 metre kalınlığında bir çamur-kil tabakasının varlığı ortaya kondu. Bu çamur-kil tabakası, büyük olasılıkla Tufan anında suların taşıdığı kil kütleleriydi ve dünyada sadece Mezopotamya Ovası nın altında vardı

Cudi kelimesi yüzünden Nuh un gemisinin kalıntıları Ağrı dağında olabilir die bi inanç wardı uydudan bi çekil fotoğrafta wardı ama galiba arıştırılnca,orda olmadığı ortaya çıkmıştı..acaba nerde? Bilen warsa bana sölesin

Alttaki bende,Dinazorların yok olma sebebinin en açıklayıcısını istiyorum...

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

EnDLeSSLoVe4

EnDLeSSLoVe4 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2007 Pzt 15:57:59sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
Dinazorlar neden yok oldu?

Bilim adamları, dinazorların, dünyaya göktaşının çarpmasından önce yok olmak üzere olduğunu bildirdi

Yeni Zelanda nın Massey Üniversitesi nden Profesör David Penny ile Oxford Üniversitesi nden evrim uzmanı Dr. Matt Phillips, Trends in Ecology and Evolution adlı Yeni Zelanda dergisindeki makalelerinde, dinozorların neslinin tükenmesine yol açan göktaşı teorisinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde görüş bildirdi.

Bilim adamları, Jeofizikçiler 25 yılda, dinozorlar ile pterozorların neslinin tükenmesinin başlıca nedeninin dünyaya göktaşı çarpması olduğu konusunda en ufak bir kanıt ileri sürmedi dedi.

Dinozorların neslinin dünyaya göktaşının çarpması yüzünden tükendiğini ifade eden teoride, kuşlar ve memelilerin, 65 milyon yıl önce Kretase (Tebeşir Dönemi: 136-65 milyon yıl önce) sonunda göktaşının dünyaya çarpmasından sonra yeryüzünde gelişmeye başladığı ifade ediliyor.

Bilim adamları, 80-90 milyon yıl önce çeşitlenmeye başlayan kuşlar ile memelilerin, 20-30 milyon yıl önce sayıca dinozorların önüne geçmeye başladığını belirtti.

David Penny, dinozorların neslinin tükendiği dönem ve kuşlar ile memelilerin çoğaldığı dönemin belirlenmesi amacıyla, fosillerin incelenmesi yoluyla, farklı türdeki dinozorların, kuşların ve memelilerin yeryüzünde yaşadığı dönemin öğrenilebileceğini kaydetti.


sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

EnDLeSSLoVe4

EnDLeSSLoVe4 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  19.Mar.2007 Pzt 16:01:39sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

Şuana kadar dünyadaki en gelişmiş CNC tezgahinin resmini,özelliklerini  istiyorum ve degeri ne kadardir $ olarak

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

icecandyman

icecandyman resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  20.Mar.2007 Sal 12:56:33sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
NC ve CNC Sistemleri:

Sayısal Kontrol (Numerical Control-NC), II. Dünya savaşı sırasında, karmaşık ve daha doğru parça üretiminin sağlanabilmesi artan ihtiyaca cevap verebilmek için metal kesme endüstrisinde hızla gelişmiştir. 1952 yılında ilk olarak üç eksenli bir makine (Cincinnati Hydrotel Milling Machine) geliştirilmiştir. Dijital kontrollü bu tezgah ve teknolojisi NC olarak adlandırıldı. İlk gözlenen avantajları, karmaşık parçaların daha doğru imali ve kısa üretim zamanları idi [1]. İlk NC kontrolörü için 1950 lerde vakum tüpler kullanıldı. Bunlar oldukça büyük parçalardı. 1960 larda elektroniğinde gelişmesiyle dijital kontrollü transistörler kullanıldı. Üçüncü gelişme olarak ta; NC kontrolörü olarak entegre devre çipleri (chip) kullanılmaya başlanıldı. Bunlar ucuz, güvenilir ve küçük elemanlardı. En önemli gelişme; kontrol üniteleri yerine bilgisayarın kullanılması oldu (1970 lerde). Böylelikle CNC (Computer Numerical Control) ve DNC (Direct Numerical Control) sistemleri ortaya çıktı. CNC, basit NC fonksiyonlarını sağlayabilen ve bir karar veren bilgisayar sistemi bulunduran tek makinelerden oluşan sistemdir. DNC, bazı işleme sistemleri tek bir bilgisayardan kontrol edilir. CNC çok daha yaygın hale gelmiştir. Nedeni, esnek olması ve daha ucuz yatırımlar gerektirmesidir. Uygulama alanları; metal işleme, kaynak ve lazer ışını ile kesmedir.

CNC sistemlerinin yazılımları aşağıdaki ana grupları içerirler;
1. Parça Programı
2. Servis Programı
3. Kontrol Programı
Parça Programı: Genel olarak parça geometrisi ve işleme sırasındaki teknolojik bilgileri içerir. Parçanın geometrisini yani takım yolunu ve kesme şartlarını tanımlar. Dönme hızı, ilerleme hızı, kesme hızı ve soğutma sıvılarını ve takım seçimlerini kapsar.
Servis Programı: Kontrol, düzeltme ve parça programının değiştirilmesi gibi işlemlerin yapıldığı ortamdır.
Kontrol Programı: Parça programını giriş bilgileri olarak alınarak, sinyallere dönüştürülüp hareket elemanlarına iletme işini yapar.

CNC kontrolleri özellikle 1980 lerde daha güçlü ve kullanımı kolay bir hale gelmiştir. Test ve simulasyon gibi modüllerin eklenmesi ile daha güvenli işlem yapabilme olanağı sağlanmıştır. Modern makine konrolleri yerel ağlarla (Local Area Network-LAN) diğer sistemler ile bilgi alış-verişi yapabilmektedir. Bu şekilde esnek imalatlar sistemlerin gelişmesi kolaylaşmıştır. NC sistemleri, tornalama, frezeleme, delme, taşlama, delik genişletme ve EDM (Electro Discharging Machine) makinelerinde başarı ile uygulanmaktadır.

CNC lerin genel olarak kullanım alanları üç ana grupta toplanabilir;

1. İşleme Merkezi: Birkaç iş aynı tezgahta yapılabilmektedir. Freze, delme ve delik genişletme gibi.
2. Tornalama Merkezi: Otomatik takım değiştirme sistemini de kapsayan tornalama işlemlerinin yapıldığı tezgah.
3. İşleme ve Tornalama Merkezi : Tornalama, frezeleme, delik delme, delik genişletme, taşlama gibi operasyonları kapsayan tezgahlar
4. Diğer NC makineler: Kaynak makineleri, çizim makineleri, muayene sistemleri, EDM, Laserle kesme gibi..

MVR-25


MVR_zentai.jpg

CNC KÖPRÜ TİPİ  İŞLEME MERKEZİ

MVR-25

 
EKSENLER X Eksen Hareketi 3200mm (4200 ops.)
  Y Eksen Hareketi 2500mm
  Z Eksen Hareketi 700mm
  W Eksen Hareketi (yatay sütun) 800mm
  Seri Hareket Hızları (x/y/z/w) 30/30/10/3m
  Kesme Hızı (x/y/z/w) 10m
 
TABLA Çalışma Alanı 1500/3000mm (4000 ops.)
Maksimum Yük ağırlığı 12000kg (15000-18000 ops.)
 
İŞ MİLİ İş Mili Koniği JIS B6101 NO.50
İş Mili Devri 6000rpm
İş Mili Çapı 110mm
İş Mili Motor Gücü 22kw
 
MAGAZİN VE TAKIMLAR Takım sayısı 50 (60-80-100 ops.)
Maksimum Takım Çapı 260mm
Maksimum Takım Ağırlığı 25kg (30 ops.)
Maksimum Takım Boyu 400mm (500 ops.)
Takım Değiştirme Hızı 5sn.
 
MAKİNE GENEL ÖZELLİKLER Kolonlor Arası Mesafe 2050mm
Net Ağırlık 36000kg (43000-49000 ops.)

Hocam Fiyatları bulamadım bize ulaşın diyorlar.. Arayıp örğrenmek lazım.. Eğer lazımsa sana site ve firma ismi vereyim, ordan ulaşabilir fiyatları öğrenebilirsin..

Bende, UFO lar hakkında bilgi istiyorum..

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

Nefertiti585

Nefertiti585 resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  20.Mar.2007 Sal 22:15:00sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d
fiogf49gjkf0d

NASA TARAFINDAN FOTOĞRAFI ÇEKİLEN UFO

Sabah/Mart 1999

Hürriyet/Ağustos 1996

EKİN ÇEMBERLERİ

 

Bu gizemli şekiller ilk kez 1980’de, yerel İngiliz gazetesi Wiltshire Times tarafından “Ekin Çemberleri” olarak adlandırılmışlardır. Ekin çemberleri buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç gibi farklı ürünlerin yetiştiği tarlalarda ortaya çıkabildikleri gibi, nadirende olsa sebze ekili alanlarda, ağaçlık bölgelerde, hatta kar üstünde bile görülebilmektedir. Tahıl tarlalarında, genellikle ekinlerin belirli bir boy ve olgunluğa eriştikleri dönem olan Nisan-Eylül ayları arasında ortaya çıkmaktadırlar. Büyüklükleri şekilden şekile farklılık göstermekle beraber, çapları genelde 5 metre ile 220 metre arasında değişmektedir. Büyük oluşumların uzunluğu 280 metreye kadar varmakta, yaklaşık 10.000 metrekarelik bir alanı kaplayabilmektedirler.

İngiltere, özellikle Stonehenge bölgesi ekin çemberlerinin ana vatanı olarak bilinmekteyse de bu gizemli şekillere hemen hemen her ülkede rastlanmaktadır. En çok İngiltere, Almanya, Rusya, Kanada da görülmektedirler. Bu şekiller ilk ortaya çıkmaya başladıklarında yalnızca basit, simetrik çemberlerden oluşmaktaydılar. Günümüzde ise, matematiksel anlamda kusursuz grafikler olan spiraller gibi pek çok değişik formda ekin çemberleri ortaya çıkmaktadır. Şekiller zamanla geometrik açıdan hem karmaşıklaşmış hem de mükemmelleşmiştir; Ekin çemberleri genelde yay, üçgen ya da daire biçimindedirler, fakat dikdörtgen ve poligon gibi başka biçimlerde oluşumlara da rastlanmaktadır.

Ekin çemberlerinin hemen hepsinde, alt kısımdaki ekinler, merkezden dışa doğru uzanan bir spirale sahiptirler. Çemberlerin kenarları oldukça düzgündür; pergelle çizilmiş izlenimi vermektedirler. Gerçek ekin çemberlerinde ekinler yere yatıktır ve yerden yaklaşık 1 inç yüksekliktedirler. Ekinler kırılmamışlardır ve genelde büyümeye devam ederler. Bu, ekin çemberlerinin insanlar tarafından yapılmamış olduğunun bir başka kanıtıdır, çünkü normalde ekinlerin bu şekilde düzleştirilmesi kopmalarına, kırılmalarına ve hasar görmelerine neden olmaktadır. Çemberlerden bazıları bir sepet gibi örülmüştür, buna rağmen bitkilerin her biri şaşırtıcı bir biçimde doğru yerdedir. Bu şekillerden bazılarında ise ekinler belli bir yüksekliğe ulaştıktan sonra spiral biçimini almaktadırlar. Bu özellikleri ekin çemberlerini benzersiz kılmaktadır.

Ekin çemberlerinin geçmişi 1670’lere kadar uzanmaktadır, fakat bunların varlığına ilişkin kanıtlar ancak yakın zamanlarda elde edilmeye başlamıştır. Kayıtlara geçen ilk ekin çemberi 1966 yılında, İngiltere’nin Hertfordshire kasabası sakinleri tarafından bulunmuştur. Bu esrarengiz şekiller 1972 yılına kadar bir daha görülmemişlerdir. Ağustos 1972’de, Güney İngiltere’nin Warminister bölgesinde önce bir UFO gözlemlenmiş, ardından da bir buğday tarlasında esrarengiz şekiller belirmiştir. 1972 yılından beri her yıl daha çok sayıda ekin çemberi ortaya çıkmaktadır. 1976 yılında, Langenburg’lü bir çiftçi olan Edwin Fuhr, tarlası üzerinde uçan kubbe şeklinde araçlar görmüştür. O gece tarlayı araştıran Fuhr, burada dört ekin çemberinin oluştuğunu farketmiştir. Bu olayı takip eden üç gün boyunca UFO’lar gözlemlenmeye devam etmiş ve çemberlerin sayısı yediye ulaşmıştır.

Ağustos 1981’de araştırmacı Pat Delgado, basın organlarına, Winchester yakınlarındaki Cheesefoot Head’de bir mısır tarlasında birtakım esrarengiz çemberlerin ortaya çıktığını bildirmiş, olay önce İngiltere’de ardından da tüm dünyada büyük yankı uyandırmış ve dikkatler ekin çemberleri bilmecesine çevrilmiştir.

1983 yılında şu anda dünyanın en önde gelen ekin çemberleri araştırmacılarından biri olan İngiliz mühendis Colin Andrews, Ekin Çemberleri Araştırma (CPR)’yi kurmuştur. Andrews ve Delgado, bu oluşumlarla ilgili detaylı araştırmalar yapmaya başlamışlar, çiftçiler ve diğer tanıklarla görüşmüşler, şekillerin çeşitli açılardan fotoğraflarını çekmişler ve elde ettikleri bulguları değerlendirmişlerdir. 1973 yılından 1997 yılına kadar ortaya çıkan ekin çemberlerinin hepsi CPR arşivlerinde kayıtlıdır.

Delgado ve Andrews, 1987 yılında Wiltshire ve Hampshire kentleri yakınlarında 40’a yakın ekin çemberi bulmuşlardır. Bunlar daire, yüzük, eşmerkezli daire biçiminde üçlü ve beşli oluşumlardı. 1987 yılında, ekin çemberleri oluşumları hem sayı bakımından hem de modellerdeki çeşitlilik ve karmaşıklık açısından yeni bir ivme kazanmıştır. Aynı zamanda bu şekillerin esrarengizliği de artmıştır. Çemberlerin içine giren köpekler hastalanmış, turuncu ışıklar yayan cisimler görülmüş, esrarengiz sesler duyulmuştur. Colin Andrews bu çemberlerin birinin içindeyken “statik elektriğin hışırtılı sesini” duyduğunu söylemiştir.

FARKLI TİPTE ÇEMBERLER

Grafik biçimindeki ilk ekin çemberleri 1990’larda ortaya çıkmaya başlamıştır. Bunlara en iyi örnek, 1994’te Stonehenge’in bir mil kadar güneyinde ortaya çıkan oluşumdur. Stonehenge üzerinde uçan ve yerde olağandışı herhangi bir görünüme rastlamayan bir pilot, yaklaşık 45 dakika sonra aynı yerden geçerken Stonehenge’in tam güneyinde oldukça geniş ve geometrik açıdan kusursuz, grafik biçiminde devasa bir ekin çemberinin ortaya çıktığını farketmiştir. Bu birdenbire ortaya çıkan yaklaşık 134 metrelik oluşumun insanlar tarafından yapılmasının imkansız olduğu, hadi yapıldı desek bile bunun günler alacağı kesindir..

Ekin çemberlerinin en dikkat çekicisi, “tüm çemberlerin anası” olarak da bilinen ve 17 Temmuz 1991’de İngiltere’de, Barbury Kalesi yakınlarındaki bir buğday tarlasında ortaya çıkan oluşumdur. Bu oluşumda, merkezi, dairesel bir alan düzleştirilmiş ve iki eşmerkezli daire ile çevrelenmiştir. Bu dairelerin üstüne ikizkenar bir üçgen yerleştirilmiştir; bu üçgenin her bir köşesinde farklı bir dairesel model bulunmaktadır. Bunlardan biri basit bir çember, diğeri 6 kollu bir fırıldak, sonuncusu ise ilginç bir spiral şeklindedir. Tüm oluşum 190 metre genişliğindedir.

Wiltshire’ın Alton Barnes bölgesindeki Milk Hill’de ortaya çıkan ve “Galaksi” adı verilen ekin çemberi de oldukça ilgi çekicidir. Bu şekil, bir spiral içine kusursuz bir biçimde yerleştirilmiş 400’den fazla çemberden oluşmaktadır. Tüm oluşum 450 metre uzunluğundadır, içindeki çemberlerin çapları ise 30 cm ila 21 metre arasında değişmektedir. “Oluşumda 400 çember bulunduğu ve bunlardan bazılarının çapının 20 metreyi geçtiği düşünülürse, her 30 saniyede bir tane çember çizilmiş olmalıdır ki bu sadece düzleştirme için harcanacak zamandır. Bu oluşum sınırları zorlamaktadır. Geleneksel açıklamalar bu noktada yetersiz kalmaktadır.”

Hampshire’lı araştırmacı Karen Douglas ise bu konuda şu yorumu yapmaktadır: “Bu çok heyecanlandırıcı. Herkes, genelde bu oluşumların aldatmaca olduğunu söyleyenler bile, bu seferkinin muhteşem olduğunu düşünüyor. Onu diğerlerinden farklı kılan muhteşem büyüklüğü ve karmaşıklığı. Daha önce de büyük ekin çemberleri gözlemlenmişti fakat hiçbiri yüzlerce çemberden oluşmuyordu. Bu oluşum insanları gerçekten de hayrete düşürdü.”

Ekin çemberlerinin mükemmel geometrik tasarımları insanları, bunların nasıl yapıldığını araştırmaya itmiştir. Bu esrarengiz şekillerin nasıl oluştuğu hakkında sayısız teori üretilmiş olsa da bunların pek azı ikna edicidir. Bazı araştırmacılar, ekin çemberlerinin oluşumunda normal olmayan hava koşullarının etkili olduğunu iddia etmiş, bazıları ise bu şekillerin belli bir alan üzerinde yoğunlaşan alçak ses frekansları tarafından meydana getirildiğini öne sürmüşlerdir.

Bu konudaki teorilerden biri de, UFO Olaylarını örtbas etmeye çalışan istihbarat birimlerinin halkı yanlış yönlandirmek için ortaya attıkları; bu oluşumların insanlar tarafından sahtekarlık amaçlı yapıldıkları teorisidir. Fakat bu oluşumlar o kadar gelişmiş ve komplike tasarımlara sahiplerdir ki, bu birdenbire beliren devasa ve kusursuz şekillerin insan yapımı olabileceğini düşünmek imkansızdır. Bunun kanıtlanması için, bu şekillerin bazıları kopye edilmeye çalışılmış, fakat küçük bir daire bile düzgün yapılamamıştır. Şekiller zamanla daha da karmaşıklaşmış; DNA spiralini temsil eden şekillerden, oldukça komplike matematiksel figürlere kadar uzanan bir çeşitlilik göstermiştir. Bu yüzden ekin çemberlerinin sahtekarlık ürünü olduğu teorisi de bu şekillerin oluşumunu açıklamakta yetersiz kalmaktadır. Bu konuda en çok destek gören görüş, bu şekillerin dünyamızı ziyaret eden insan dışı zeki varlıklar tarafından yapıldığı görüşüdür.

Ekin çemberlerinin içine giren kişiler, buradayken ya da buradan çıktıktan sonra farklı hisler duyduklarını bildirmişlerdir. Bu kişiler, çemberlerin içindeyken aşırı baş dönmesi ve mide bulantısı yaşadıklarını söylerler. Hatta bazıları bu deneyimin ayaklarını yerden kestiğini söylemektedir. Yeni yüzyıl insanları, ekin çemberlerinin içindeyken kendilerinde iyileştirici güçler hissettiklerini iddia etmektedirler. Bazıları ise ekin çemberlerini bir tür sanat olarak yorumlamakta ve çemberlerin, sanat eserleri gibi derin ve etkileyici anlamlar taşıdıklarına inanmaktadırlar.

Ekin çemberleri sadece insanları değil hayvanları da etkilemektedir; yakın çiftliklerdeki büyükbaş hayvanlar çemberlerin ortaya çıkmasından saatler önce hırçınlaşmaya ve sinirli hareketler yapmaya başlamaktadırlar. Çemberler, aynı zamanda çevrelerindeki elektronik aletlerin bozulmasına neden olmaktadırlar. Çemberlerin üzerinde uçan uçakların içindeki elektronik donanımlar zaman zaman arızalanmaktadır.

Çemberler, ortaya çıktıkları alanı tümüyle etkilemektedir; bir çemberin içindeki ve çevresindeki ekinlerin manyetik yapısı ve yaydığı enerji değişmekte, ürünlerin kromozomları ciddi dönüşümlere uğramaktadır. Manyetik alan değişimleri dolayısıyla bölgede pusulalar çalışmamaktadır. Çemberlerin ortaya çıktığı gecenin sabahı araba aküleri arızalanmakta, Geiger sayaçları bölgede oldukça yüksek oranlarda radyasyon belirlemekte, voltmetreler yüksek seviyede enerji oluşumu tespit etmektedirler. Bu enerji bölgede çok uzun bir süre boyunca, ekinler toplanıp yeni tohumlar ekildikten sonra bile kalmaktadır.

Atlantis hakkında bilgi istiyorum

sohbet forum arkadaş cagir

forum arkadaş sohbet linki

HurremSuItaan

HurremSuItaan resimleri ve sohbet sayfasi forum oyun tavla okey

sohbet icin online durumu
Mesaj Gönder
Forum Mesajları
Forum Başlıkları
 

 oyun sohbet linki, arkadaş tavla okey sayfasi  20.Mar.2007 Sal 22:32:12sohbet oyun linki
Bu Mesajdan Alıntı Yaparak Mesaj EkleMesaj Ekle
fiogf49gjkf0d

KAYIP KENT ATLANTİS...





 

Yunan mitolojisinin kayıp kenti
Tantalis ipucu oldu

Yunan tarihinde geçen kayıp kent Tantalis ile Platon un diyaloglarındaki Atlantis arasındaki aşırı benzerlik, bu iki uygarlığın aynı olduğunu düşündürüyor. İngiliz arkeolog Peter James de, çalışmalarını bu düşünceye dayandırarak sürdürüyor.

Manisa daki Spil Dağı efsaneleriyle bilinir. Birçok mitolojik hikayede adı geçer. Zaten Atlantis in bu kentte aranmasında mitolojik olaylar ve antik kalıntılar etkili olmuştur.

Kayıp Uygarlık ın izlerinin sürüldüğü tarihi kalıntıları ve efsanelerini göreceğiz. Ama önce Tantalos ve oğlu Pelops un hikayesine ve bu hikayede adı geçenler için yapılmış yapılara değinelim:

Spil Dağı, Yunanlılar dan önce burada yaşayanlardan geldiği sanılan Tantalos ve Pelops efsaneleri ile sıkı sıkıya örülmüştür. Bazı arkeologlar Tantalos ve Sipylos un adlarının Hitit Kralları Tudhalia ve Suppiluliuma dan aldıklarını ileri sürmektedirler.

Yunan kaynaklarında ise Tantalos, Phrygia Kralı olarak geçer. Sipylos ise çok eskilerden beri doğrudan Phrygia ya özgüdür. Efsane de söyledir; Tantalos tanrıların sevgisini kazanmış bir kimseydi, bir gün tanrıları şölene davet etti. Tanrıların sezgi gücünü denemek amacıyla, oğlu Pelops u kesti ondan güzel bir yemek yaparak tanrıların önüne getirdi.

Demeter dışında tanrıların hepsi Tantalos un oyununu anladılar. Yitirdiği kızı Persephone adına yas tutan Demeter, farketmeden Pelops un omzunu yedi. Tanrılar Pelops u yeniden canlandırıp, Tantalos u bu ya da başka davranışı yüzünden Hades e gönderdiler. Cezası; sürekli susamasına ve bir gölün içinde bulunmasına karşın, içmek için eğildiğinde suların geri çekilmesiydi.

Öte yandan Tantalos un oğlu Pelops ta bir gün Sipylos tan kovuldu ve Ege Denizi ni geçerek adını ondan alan Peloponnesos a gitti.

Beyaz kartallar
Manisa lı olan Antik Çağ yazarlarından Pausanias bu efsaneyle ilgili şunları söyler: "Pelops ve Tantalos un varlıklarına ilişkin izler bu güne değin kalmıştır ülkemde. Pelops un tahtı, Tantalos tan adını alan bir göl ve kolayca göze çarpan bir mezar" Pausanias diğer bir bölümde Sipylos Dağı nda Tantalos un mezarının ziyaret ettiğini, görülmeye değer bulduğunu ve Tantalos gölü üzerinde ak kartalların uçtuğunu anlatır.

Başka yazarlarsa bir zamanlar Sipylos ta Tantalis veya Sipylos veya İdea adını taşıyan bir kent kurulduğunu, fakat kentin bir deprem sonucu yıkılmasından sonra burada bir göl oluştuğunu belirtirler. İkinci anlatım Aristoteles e değin ulaşmış daha genç yazarlarca da yinelenmiştir.

Manisalı dağcılar Spil üzerinde uçan beyaz kartalları gördüklerini söylüyorlar. Ancak çok uzak oldukları için fotoğraflarını çekememişler. Beyaz kartallar bugün sadece Amerika da vardır. Onların da sadece başları beyazdır. Eğer Antik çağ yazarı Pausanias ın anlattığı doruysa ve bugün de bu kartallar bulunabilirse Spil Dağı açısından ayrı bir önem teşkil edecektir.

Eldeki veriler Tatalos kentiyle Atlantis in aynı yer olabilecegi yönünde. Burada meydana gelen yok oluş da Atlantis in hikayesiyle benzerlik gösteriyor. Tantalos kentinin Pelops tahtının nerede olduğuna dair spekülasyonlar da yok değil. Mesela bazı arkeologlar, Yamanlar Dağı yla Spil in aynı dağ olabileceğini, dolayısıyla bu kentin Yamanlarda da olabileceğini söylerler.

Pelops un tahtı
Nitekim burada da Karagöl vardır. Ancak birçok delil Tantalos şehrinin bu gün bildiğimiz Manisa daki Spil in doğu ucundaki yapılar olduğunu gösterir bize. Taş suretin yani Kibele tanrıçasının heykelinin bir kilometre kadar doğusunda bir kaya mezarı vardır ki bu halk arasında Kharalambos un mezarı olarak bilinir. Halbuki bu bilgi yanlıştır; burası Pausanias ın bahsettiği gibi Tantalos un mezarıdır. Bunun anlamı Tantalos un oglu Pelops un tahtı da Spil de demektir ki, biz bu tahtında resimerini zorlu bir tırmanışın ardından çektik. Tantalos un mezarının yakınlarında Yarıkkaya denen bir muhteşem yapılı bir yer vardır. Bunun batısında da tehlikeli bir geçitten ulaşılabilen bir yerleşim yeri vardır. Burada dik bir kayaya oyulmuş taht çok büyük bir ihtimalle Pelops un tahtıdır.

Atlantis i Manisa da arayanların iddiaları arasında Atlantis in yok oluşuna neden olan depremin burada olduğu ve bu Yarıkkaya nın oluşumunun yokoluşa kanıt oluşturduğudur.

Ama jeologlara göre Yarıkkaya nın oluşumu şehrin yokoluşundan çok ama çok öncelere gitmektedir. Tabii bu kanıt Atlantis in burada olamayacağını gösterse de efsanede anlatılan olay ve yokoluşun zaman içinde birbiriyle karışmış olabileceği de ihtimaller arasındadır. Her ne olursa olsun burada önemli bir yerleşim yeri vardır ve ortaya çıkarılmalıdır.

CC sohbet icin buraya
 <<123 45>>
Mesaj Ekle, arkadaş oyun sohbet icin cagir