ChatCity sohbet arkadaş sitesi ile oyun tavla ve okey oyna, sohbet muhabbet ortamını keşfet. Oyun, okey tavla oyna, kulüp aç ve kendi radyo yayınını yap

 Tüğlerim diken diken oldu derler ya......

Çok güzeldi ellerine saglık.

sevginetix : aRiFpReNsSs : Silvia(Esra). Eskiler iyi bilir:) xxxAlexandroxxx : xXxSilviaxXx (eskiler iyi bilirler) Arif abi bende tanıyorum o kızı...Onun modellik yaptığı Ajans ta Fotoğrafçıydım...  (Duru güzellik bakımından ise Nehir geliyor ondan sonra) İşte xxxSilviaxxx

Hatırlatın bende xXxSilviaxXx ile tanışıcam

Neyk..

  Canım bir günlük rotarla.. Dogum günün kutlu olsun,nice saglıklı,mutlu ve huzurlu yıllara İnşallah..                          

 Süperdi abla

 Dejavu hakkındaki bu tanım çok yeterli aslında.. Ben bundan birkaç yıl önce Öğretmen olan bir kişiden Dejavu hakkında geliştirilmiş bir Tez duymuştum.

  Tez e göre insan beyni etrafında dönen elektronlar varmış. İnsanlar uyuduklarında bu elektronların hızları normalden kat kat daha fazla artarmış ve öyle bir hıza ulaşırmış ki bir anda hepsi dagılır ve gelecege giderlermiş. Kişi uyanır ve sosyal hayata başladıgında çok ufak zamanlarda yaptıgı herhangi bir eylemi daha önce yapmış gibi anımsarmış...

 Bu bir tez,yani ortaya atılmış ama ne dogrudur denilmiş nede yanlıştır denilmiş. Aynı Albert Einstein ın izafiyet teorisi gibi.. Hem onunlada baglantılı bir konu.. İzafiyet teorisinde ışık hızından bahsedilir. Cisim ışık hızına ulaşır ve moleküllerine bölünür vs..vs.. Ama sonunda ne olur? Cisim moleküllerine bölündükten sonra tekrar eski halini alabilir mi? Sorular çogaltılabilir.. 

  Bahsettiğim Tezde de elektronların o anki hızlarının ışık hızı ayarında olabileceginden de bahsediliyordu. Yani Tez bize, ışık hızına ulaşıldıgında zamanlar arası yolculukların mümkün olabilecegini de söylemek istiyor galiba.

 Ama dedigim gibi ne dogurulugu ne de yanlışlıgı kanıtlanabilmiş konular degil bunlar. Ve dünya üzerinde onlarca,bilimin çözemedigi haller meydana gelmiş. Umarım birgün çözülürler,bizde öğreniriz. Gelecek bize herşeyi gösterecektir.. Tabi ömrümüz yeterse.

  Peki sizce laiklik elden gidiyor diyenlerin ne yapmaları gerektigini sorsak... Müslüman bir ülkede, dinin laikliğe bir düşman olarak tanıtıldıgında o dine mensup kişilerin ne yapması gerektigini sorsak... Ve bunların sonucunda olabilecek olayların neler olabilecegi konusunda endişelensek... Bu konuda endişelenmek için kamu oyu yoklamasına gerek yok.. Bakarsınız ve görürsünüz bu kadar basittir.

  Osmanlı konusunda fikirbirliği mevcuttur. Yazılarımın kime benzetildigi degil bana ait olması beni ilgilendirir. Ve ben olmayanları degil olanları yazdım. Şuandaki işleyiş dört dörtlüktür diyen biri çıkabilir mi? :) Hiç sanmıyorum.. Varsa kendini hala 6 yaşında Alice Harikalar Diyarında sanıyordur..

  Merhabalar,

  Yabancı sermayeyle alakalı lisedeki Tarih öğretmenimizin anlattıgı Osmanlı Devletiyle ilgili  Kanuni döneminde yaşanmış bir anenktot vardı. Sizlerle paylaşmak istiyorum...

 Osmanlı İmparatorlugunun himayesinde ve aynı zamanda kontrolünde bulunan Bulgaristan dan bir borç istegi geliyor. Bu tür durumlarda şimdiki TBMM gibi bir karar alma organı olan Divan bulunmaktaydı bildgimiz gibi, ve burada kararlar tartışılır bir sonuca baglanır ve sonuç da Padişaha arz edilirdi.

  Nitekim, o zamanlar Bulgaristan ın Osmanlıya sorunlar çıkaran bir pozisyonda olması göz önünde bulundurularak Divan, borcu vermeme kararı alıyor. Bu durumda en son olarak Padişaha bildiriliyor. Son merci Padişah ve o ne derse o olacaktır. Padişah konuyu inceliyor ve aldıgı kararı Divan üyeleriyle paylaşıyor. Karar şu: "İstenilen borcu verin". Divan üyeleri bu durum karşısında şaşırıyor ama Padişah şuandaki Cumhurbaşkanın Veto yetkisi gibi red yetkisini kullanıyor. Divan üyeleri Bulgaristan ın Osmanlıya karşı kötü tutumunu dile getiriyorlar fakat Padişah durumu tek kelime ile cevaplıyor: " Bugün borç alan yarın EMİR alır."

 Heyt be Osmanlı:) Nasılda görmüşsün şimdiki Türkiye nin durmunu. Nasıl bir tokat gibi cevap vermişsin tarihe.. Nasılda akıllıymışsın zekiymişsin gelecegini görenmişsin sen be..

    Atatürk de; "Yeter ki, yurdumuza sermaye getireceklerin, devletimizin ve ulusumuzun iç ve dış bağımsızlığını ve yurdumuzun bütünlüğünü bozmaya yönelik gizli emelleri olmasın… " demekle işte bunu anlatmaya çalışmış.